Oh be....
Valla bi rahatlamışım ki sormayın gitsin....
2 haftadır ne pişirsem derdi yok... Mete rahat biz rahat.... Pilav, makarna, köfte...
Anne: Mete ne yemek istiyorsun?
Mete: Makarna, köfte...
Anne: Tamam...
Pazar akşamı bezelyeli pilav ile birlikte çikolata yedi.... Düşünün artık....
Bu arada pilavı bezelyeli pişireyim mi diye sordum, Mete de tamam dedi. Sonrasında da hiç sorun çıkarmadan yedi.
Dün akşam yine apartman girişinde....
Mete: Pilav yiğcem, çikolata yiğcem..... Bi de ekmek... Çikolatayı ekmeğe böyleeeee sürücem...
Anne yine "tamam" der ama eve girince Mete için hazırladığı balığı pişirir ve Meteye sorar...
Gerçekten kendi isteğiyle yarım Levrek yedi ve 1 bilemedin 2 tatlı kaşığı pilav yedi.
Sorması benden karar vermesi Meteden....
Kahvaltıda da süt ve peynirli tost yiyiyoruz şu sıralar... Üstüne fındık, muz, mandalina....
Acıkınca ağlıyor... Karnım acıktı diyor... Belki yediklerinin miktarı bizi önceden olsa tatmin etmezdi. Lakin şimdi bana gayet makul geliyor.
Pratik yemekler hazırlıyorum....
Mesela patatesleri soydum, küp küp doğradım. Az zeytinyağ koyduğum tencere de kapağı kapalı pişirdim. Patatesleri tencereden almadan önceden haşlayıp buzluğa koyduğum küçük küçük doğranmış dana soteyi ekledim tencereye. 2-3 dakika birlikte pişirdim. Sadece tuz ekledim.Hepsi bu....
Basit olan bazen daha çekicidir...
Patates kızartması ve et yemek ister misin demekle etli patates yemeği yemek istermisin arasında kocamaaaaan bir fark var. Birisinin cevabı EVET iken diğerini ki HAYIR olabiliyor çocukların dünyasında....
Hal böyle olunca benim mutfakta geçirdiğim zaman azaldı haliyle.... Ama mutfak beni çağırıyor....
Şimdi girsem mutfağa harıl harıl yemek pişirsem kim yiyecek... Hem aramızda kalsın böylesi de hoşuma gitmedi değil :)
Bende dolaptaki yeşilliklere sardım...
Daha önce yeşillikleri yıkayıp dolaba kaldıran bazı tanıdıklarım olmuştu... Benim aklıma yatmamıştı...
Hatta bir defasında internette bir ikiz annesinin kase kase haftalık salata hazırlayıp buzdolabına koyduğunun fotoğrafını da görmüştüm.
Şimdi bende geçtim musluğumun başına marulumu, rokamı, taze soğanımı, maydanozumu ve ıspanağımı yıkadım. Sularını süzdürdüm, bazılarını sebze kurutucuyla kuruttum sonra fırın tepsisine havlu kağıt serip üzerine yeşilliklerimi koydum. Bıraktım mutfak masasının üzerine kurusunlar diye.
Sonra kimisini havlu kağıda sardıktan sonra buzdolabı poşetine koydum, kimisini kağıda sarmadan buzdolabı poşetine koydum, kimisini havlu kağıda sarıp kese kağıdına koydum.
Hiç birisi çürümedi biliyor musunuz...Bir yaprakları bile ziyan olmadı... Ben hiçbirine bıçak değdirmedim ondan mı yoksa iyi kurudular ondan mı bilmiyorum.
Ben hepsini bir seferde alıp yapmadım...Posta posta yıkadım, kuruladım....
Hepsini yıkayarak çok daha fazla zaman harcamış hissediyor insan kendini belki ama sonrası gerçekten çok pratik oldular
Ben bu satırları yazarken....
Mete:Bana tatlı yapar mısın? Biz babamla tatlı istiyelim.
Anne: Hangi tatlıyı istiyorsun Mete?
Mete: Güzel tatlı.... dedi.
Görüldüğü üzere canımız da birşeyler çekiyor :)
Kan tahlili sonuçlarımız da çıktı. Fazlamız var, eksiğimiz yok çok şükür....
E daha ne isteyelim ama değil mi?
Mutlu bir hafta dileklerimle :))))