Yazılı Basında (Akşam 23Şubat 2013)yer alan bir haber çarpıcıydı.
7 yaşında Bal filmindeki oyunculuğu nedeniyle yıldızı parlayan ve filmin Berlin film festivalinde ödül almasıyla uluslar arası ünlenerek dikkat toplayan küçük oyuncu aradan üç yıl geçtikten sonra şimdilerde sıkıntı içindeymiş. O şaşaalı parıltılı yaşamın yerine kendi şartlarının gerçeğiyle başbaşa kalmış.
Şöhretli günlerden sonra kimse onu arayıp sormuyormuş O kalabalıkların ilgisi yerini şaşkınlık yalnızlık ve bunalıma bırakmış. Eğitim bursları da kesilince zaten şöhretle aksayan eğitimi iyice kötüleşmiş. Babası çocuğun durumuna dikkat çekerek çocuğa yeni olanaklar sağlanmasını bekliyormuş.
Çocuğun camdan bakan mahzun fotoğrafıyla etkisi kuvvetlendirilmiş bu haber, Çocuğun durumunun nasıl düzeltileceği kadar, dikkatleri ailelerin çocuklarında ortaya çıkan yetenekleri para ve şöhrete tahvil etme hevesi üzerine de düşündürtücü bir işleve sahip.
Büyük bir oranda aileler, çocuklarının yeteneklerini eğitmekten önce medyanın görsel alanları üzerinden toplum beğenisine sunma yatkınlığını taşıyorlar. Hesap ettikleri ilk şey çocuğun ünlü olarak aileye getireceği maddi manevi kazanç olunca onların bu durumdan nasıl etkileneceğini bile dert etmiyorlar.
Onun iyiliğini düşündükleri gerekçesinin kendilerine ve topluma karşı bu davranışlarını akladığını sandıkları için görsel çağın görüntü alanında boy göstermeden varlık gösterilemeyeceğinin kabulünde bir sakınca görmüyorlar. Bu eğilimleri hem kendilerine hem çevrelerine onları haklı gösterdiği için birbirlerinin rol modeli oluyorlar. En ufak bir meziyetinde çocuğu kapıp gösteri dünyasının her şeyi yutan pistine atmak için yarışıyor ve çocuklarını yarıştırıyorlar.
Reklam dünyasında ve yetenek programlarında yer alan çocukların sonra ne oldukları üzerinde inceleme yapılması gereken bir konu.
Mesela çocukluğunu yaşamasına engel olan ruhsal ve bedensel sağlığına aykırı alanlarda
kaybedeceği şeylerin, sonradan sağlanacak şeyler olmadığının bilinciyle bakılarak yapılacak değerlendirmeler gerekiyor. Buralardan nerelere ulaştıkları, çocuğun eğitimine devam edeceği iyi bir yaşam kazanıp kazanmadığıyla yetinmekle kalmadan bu alana zorlanarak aslında normalinde kazanacakları neleri kaybettiklerinin araştırılması gerekir.
Çocuklar sevgi ve ilgiyle büyürler ama bazı sevgiler çocuğun çocukluk yaşamına mal olabiliyorsa burada ailelerin bilinçlenmesi çok önemli ailelerin bilinçlenmesinde ve çocuk haklarının yaşama geçirilmesinde medya da önemli bir işleve sahiptir.
Medyanın bu konuda çocuk gerçeği ve yararı adına çeşitli alanlarında belli ölçütler oluşturması gerekmektedir. Bu tür ölçütlerin uygulanmada başka istenmeyen gösterimlere sansür olarak yaşama geçirilmeden gerçekleştirilmesi çocuklar kadar toplum yararına da önemli bir adım olacaktır.