Bizim evden metro durağı yürüme mesafesidir. Metro yolu olduğundan da işlektir. Geçen sene bir akşam Kadıköy'e gideceğim. Saat akşam 7 civarı.
Beren babasıyla evde, oh özgürüm. Kafam rahat. Bok rahat! Kulaklığı takayım, müzik dinleye dinleye gideyim diyorum. Taktım da. Bir şarkı dinledim dinlemedim, lan dedim yol işlek mişlek ama yine de gece. Arkamdan biri yaklaşır, eder duymam falan ben çıkarayım şu müziği.
Saçımı falan da fönletmişim, kırmızı da rujum var. Metroya yöneldim, merdivenlerden iniyorum, karşıdan çıkan merdivenden adamın teki gözleriyle taciz ediyor. Hemen kafamı indiriyorum. Ha alışkınız alışkınız da yine de içses bir şey olsa al başına belayı diyor. Ben saldırırım çünkü biliyorum ama şunu da biliyorum polis dahi beni savunurken saçıma başıma suçlar gibi bakacak.
Metroya biniyorum. Boş yer bakıyorum mümkünse bayan yanı. Ayakta kalsam arkanı kolla, önünü kolla. Bakıyorum at hırsızı bir tipin yanı boş, oturmuyorum. Belki iyi biri ama risk almıyorum. Ayaktayım, sırtımı kapıya yaslıyorum. Gardımı alıyorum. Önüm açık. Gözlerim tetikte.
İnişte benzer terenneler, kaçarcasına yeryüzüne çıkmaya çalışmalar. Çıkıyorum. Daha erken. Bir yere otursam tekim, akşam akşam biri bakar eder ne gereke var diyorum. Buluşacağım arkadaşım gelene kadar aydınlık yerlerde dolanıyorum. Arkadaşım geliyor, bir cesaret geliyor. Mekana giriyoruz. Konser zaten saat erken.
Orada da sürekli kendini kolla, şarkı mı dinliyorsun sağı solu mu kolluyorsun anlamıyorsun. Sigaraya çıkıyorsun, kafanı kaldırmıyorsun. Gece bitiyor. Beraber taksiye yürüyorsun, ayrı semtlerde olsan da belli yere kadar beraber geliyorsun. Şimdi bu benim yılda bir ya da iki kez kafa dağıtmaya çıktığım bir gecem. Deşarj olup eve geliyorum. Fakat bir yorgunluk var niyeyse...
Niye olacak gerizekalı arkamda hannibal lecter var gibi tüm gece eve sağlam gelmeye uğraştım da ondan! Kapıyı açıp eve giriyorum, bir güven duygusu geliyor.
Erkekler anlamaz. Bir kere bile hayatında bir kez bile ya şu tişörtün üzerine uzun bir şey giyeyim de popom görünmesin dememiş adam anlamaz hacı anlamaz!
Neyse az önce eşime biber gazı ve bir çakı al bana dedim, çantama koyacağım dedim.Eşim de ben de aynı şeyi diyecektim dedi. Bu gece de böyle bitti dostlar.Ha sanmayın ki ben kafamı dağıtmaya çıkmayacağım gene, dilediğimi giymeyeceğim.Korkacağım sanmayın.O biber gazı niye mesela?Ölsem de bir kum tanesi kadar dahi olsa senden ve karanlığından korkmadığımı göstermek için.
Zaten şartlarımız eşit olsa anasından emdiği sütü burnundan getiririm de korkak kanı bozuklar, ya tenhada ya yalnız kıstırıyorlar.
Velhasıl kelam kadınım, gururla, yakılsam da dövülsem de öldürülsem de bundan ve mücadelemden asla vazgeçmeyeceğim!
Pembeyim, beyazım, aşkım...Benim karnıma düşüyor insanlığın tohumu benim! Bir ölür bin doğururum!#benimadımözgecan
Sevgiler
İlay