İçten gelen, keyifle atılan bir kahkahanın yerini ne doldurabilir şu hayatta. İçimiz kıpır kıpır olduğunda, neşemiz ele avuca sığmadığında olan hiçbir şey bize kötü, üzülünecek, karamsar gelmez. Neşe sardığı zaman bedeni ve ruhu, yaşam kalitesi anında değişir.

Neşe ile coşkun iken yanımıza gelen, telefonda görüştüğümüz herkes nasibini alır bizim neşemizden. Yaşadığımız alana olan görevimizi yapmış oluruz. Benim neşem senin neşen ile birleşir çoğalır, senin neşen diğeri ile birleşir çoğalır… Yaşam alanlarımızdaki havamıza, suyumuza, hücrelerimize kadar iner, çıkar.

Yüzü asık, sıkıntılı bir kişi yanınıza geldiğinde hemen etkilenirsiniz. Ne oldu ise duygu olarak ona ortak olmaya çalışır, derdini dinlersiniz. Etkileşim başlar, hüzün seni de esir almaya başlar. Elbette ki etrafımızdaki kişileri dinleyeceğiz, sıkıntılarını paylaşacağız. Ama üstlendiğimiz noktada ortak oluruz. Her yaşam kendi öğretisini barındırır. Bu evrensel ilkeye saygı duymalıyız. Gerçek “bir”lik bu ilkeyi benimsediğimizde ortaya çıkar.

Peki ya yanına neşeli, kahkahaları kulaklarınızda çınlayan bir kişi geldiğinde sende neler değişiyor? Yüzüne bir gülümseme yerleşiyor, az önce düşündüğün sorunun artık anlamı hafifliyor. Biraz önceki kadar yoğun düşünmüyorsun. Farkında olmadan neşeden besleniyorsun.

Birbirimize görevimiz “bir”likte neşeyi çoğaltmak. Evet, yaşamın içinde her türlü dert ve sıkıntı var. Öğretin kadarını alır, kalanına izleyici olursun. Öğrenmede bollukta isen endişelenmeye ihtiyacın kalmadı. Boş vermenin çok daha ötesinde bir alandan bahsediyorum. İhtiyacı olana ihtiyacı kadar yardım et. Örneğin, bir kanser hastasının bakıma ihtiyacı var, elinden geleni yap ama “Ben de kanser olur muyum?” diye düşünme. Ya da iflas etmiş bir yakınına gerektiği kadar yardım et, ama “Ben de iflas eder miyim?” diye düşünme. Düşünme yöntemin; “İflası ya da hastalığı ve sonuçlarını gördüm. Öğrendim, bu duruma ihtiyacım yok.” şeklinde olmalıdır.

Yaşamın içindeki sıkıntıları ve kederleri ya yaşayarak öğreniriz ya da yaşayanlardan öğreniriz. Yaşamaya ihtiyaç duymadıklarını bu düşünce sistemi ile dışarıda bırakabilirsin. Kendini ikna ettiğin kadar elbette.

Endişe yaşamdan çıkınca yerine neşe gelir. Gelecek için endişelendiğin zaman endişelenecek bir gelecek hazırlarsın. Geleceğine neşe ile bakarsan ve niyetlerini doğru yerleştirirsen keyifli bir gelecek senin olur. Bedeni, ruhu ve tüm yaşam alanlarını neşe ile doldurma günü.

Kahkahanız bol, gülücüğünüz, neşeniz bulaşıcı olsun.