Sevgi yaşam kaynağımızdır. Hayatın içinde sevginin olmadığı her alan kurur. Bedenimiz, ruhumuz, diğer duygularımız, ilişkilerimiz, zihnimizden akıp giden düşünceler… sevgi ile şifalanır. Sevgi sadece bir besin kaynağı değil aynı zamanda en etkili şifa aracımızdır.
Her insanın bir frekansı vardır. Günlük hayatta “Elektriğimiz tuttu ya da elektriğimiz hiç uymadı” diye kullanırız. Bu frekans aralıkları nefretten sevgiye doğru çıkar. Nefret frekansı çok sıkışık ve baskılayıcı bir alandır. İçinde kimseyi tutmak istemez. Ama dirençli insanlar kalma konusunda ısrar ettikleri için günlük hayatlarında her türlü sorunla karşılaşırlar.
Sevgi ise alanı geniş ve ferah bir frekanstır. Sevgi alanında iseniz şifanız bol olur. İlişkileriniz karşılıklı anlam bulur. Her türlü kazanç ve bolluk kavramınız bereketle bütünleşir. Her türlü duygunun ifadesi rahatça yerini bulur. Böylelikle sevgi hiç durmadan bollukla çoğalmaya başlar.
Sevgi ile baktığımız herkes ve her şeyden bize sevgi döner. Böylelikle sevgide bolluk haline geçeriz. “ben/sen”den etrafa ne yayılıyorsa etrafta eşdeğer olanını toplar ve bana/sana geri gelir. Sevgi şefkat, merhamet gibi bir çok duyguyu da beraberinde taşır. Sevgimiz çoğaldıkça, bollukla artıp bereketle büyüdükçe şefkatimiz ve merhametimiz de paralelinde coşkuyla artar.
Her birimizin dünyada olmasının birbirinden çok farklı amaçları var. Amaçlarımız ne olursa olsun en temel öğretimiz sevgidir. Sevginin büyük ve yüce güçlerinin farkında olmak, sevgiyi almak, özümsemek, sevgiyi şifayla bütünlemek, aktarmak, aktarmak, aktarmak…
İçinde olduğumuz her mekân, mekânların içindeki nesneler, bitkiler, yiyecek maddeleri, insanlar yaydığımız frekanstan etkilenirler. Bu etkileşimdeki rollerimizi fark etmemiz gerekiyor. Elbette bizler de diğerlerinin frekanslarından etkileniyoruz. Unutulmaması gereken frekans özelliği ise; sevgi her zaman daha kapsayıcıdır.
Bugün sevgide bolluk günü. Sevgide bolluk olumlamaları;
“Sevgi ile arama koyduğum tüm mesafeyi kaldırıyorum.”
“Sevgide bolluğa izin veriyorum.”
“Ben sevgiyim.”