Boşanma sonrasında velayet hakkını alamayan tarafla çocuk arasında kişisel ilişki kurulur. Bu ilişkinin kurulması ve şartları yine hakimin vereceği kararla belirlenir. Hakim, çocukla kişisel ilişki kurulması kararını alırken çocuğun menfaatlerini gözetecek ve eğitim, sağlık, güvenlik bakımından çocuğun menfaatine olacak düzenlemeyi yapacaktır. Buna göre, velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin çocuğu ne zaman ve ne şekilde göreceği, bunu yaparken yanında bir refakatçi olup olmayacağı gibi hususlar hakimin vereceği karara göre şekillenir.
Eğer kişisel ilişki kurulması çocuk açısından faydalı olmayacaksa hakim bunu kurmayı baştan reddedebileceği gibi, sonradan ortaya çıkan olumsuz durumlar nedeniyle de ilişkiye son verebilir.
Velayet hakkı kendisine bırakılmayan tarafın, çocukla bu şekilde kişisel ilişki kurma hakkının yanı sıra çocuğun bakımına ve korunmasına katılma yükümlülüğü de bulunmaktadır. İştirak nafakası olarak adlandırılan bu yükümlülük, velayet hakkına sahip olmayan tarafın, gücü oranında çocuğun masraflarına katılma zorunluluğunu ifade eder. Nafaka miktarının belirlenmesinde hem bunu ödeyecek kişinin hem çocuk kendisine bırakılan tarafın mali gücü ile çocuğun ihtiyaçları göz önünde tutulur. Çalışamayacak durumda olan ve bir geliri de bulunmayan kişi iştirak nafakası ödemez.
İştirak nafakası kural olarak çocuk ergin oluncaya yani 18 yaşını dolduruncaya kadar ödenir. Fakat, çocuk ergin olmuş olmasına rağmen eğitimine devam ediyorsa, nafaka yükümlülüğü eğitim sona erinceye kadar devam edecektir.