Sinirlendiğinde öfke krizi geçirmek, ‘kendini kaybetmek’ bağırıp çağırmak ve diğer kötü davranışlarda bulunmak, çoğu çocukta ve hatta bazı yetişkinlerde de sıklıkla görülmektedir.
Öfke nöbetleri hakkında gerçekler, çocuğunuzu anlamak, öfke nöbetinin nedenleri nelerdir?Öfke nöbetinden sakınılabilir mi?Öfke nöbetleri ile baş etme yolları, öfke nöbetine olumlu yaklaşım, öfke nöbetlerinden olgunlaşarak kurtulma da çocuğunuza yardımcı olmak, gibi konu başlıklarıyla derinlemesine ele alınıyor.
Öfke nöbetleri hakkında gerçekler…
Başa çıkmamız gereken bir durumla karşılaştığımızda; ya daha önce uyguladığımız, ya da anne babalarımızın bizim üzerimizde uyguladıkları yöntemlere yöneliriz. Aşina olduğumuz bu yöntemlerden sıyrılabilmek çok da kolay değildir. Birçok anne baba, sorunun çocuklarının davranışları olduğunu ve geçirilen öfke nöbetlerinin azalması için yöntemler aradıklarını söyler. Ancak, bu yapılması gereken değişikliklerin sadece bir kısmıdır. Konulan sınırlarla ilgili olarak davranışlarınızın, günlük yaşamın kaçınılmaz stresleriyle baş ederek kendi öfkenizi dizginleyebilmenizin, çocuğunuzun davranışları üzerinde çok büyük etkisi olacaktır.
Ailelerde zaman zaman yaşanan çatışma ve kızgınlığın, her zaman için mevcut olabileceğini kabullenmek çok önemlidir. Böylelikle, öfke nöbetlerinin şiddetini azaltacak ve çocuklarınızı, bu yöntemi kullanmayı daha az tercih eder hale getirecek çözümleri üretmeyi öğreneceksiniz.
Öfke nöbetleri ile başa çıkmak için ilk on yöntem
- Çocuğunuzla mümkün olduğunca rahat ve eğlenceli zaman geçirmeye bakın.
- Çocuğunuz hareket etmeye başladığı andan itibaren, güvenli bir şekilde araştırma yapmaya ve yeni şeyler denemeye gereksinim duyar. Devamlı olarak çocuğunuzu durdurmamak için tehlikeli ve kıymetli objeleri yetişemeyeceği yerlere kaldırarak, hayatı hepiniz için daha rahat bir hale getirin. Beklentileriniz gerçekçi olsun -çocuklar yetişkinler gibi davranmazlar.
- Çocuğunuza çok fazla, ‘hayır’ deyip demediğinizi düşünün. Eğer böyleyse bunu azaltın, zira çok fazla isyankârlığa neden olabilir. Doğrudan “hayır” deyip kestirip atmaktansa, “Daha sonra yaparız” ya da “Bir dahaki sefere sen yaparsın,” gibi cümleler kullanın.
- Kendinize devamlı olarak bir çocuğa ilgi göstermenin önemini hatırlatın. Bu gösterdiğiniz ilgi, çoğu zaman görmek istediğiniz davranış tarzları için olsun. Önemsiz yaramazlıklara aldırmayın, iyi davranışları büyük takdirle karşılayın.
- Çocuğunuzu başka bir stresin etkileyip etkilemediğini düşünün -yeni bir anaokuluna başlama, anne-babanın tartıştığını duyma veya aileye katılan yeni bebek, öfke nöbetlerinin daha da kötüleşmesine neden olabilir. Öfke nöbetleri yerine diğer durumlara müdahale etmeniz daha doğru olacaktır.
- Öfke nöbetlerinin ne zaman geldiğini kaydetmeye ve belli bir şablona uyup uymadığını kontrol edin. Nedenlerini ve saatlerini not etmeye çalışın -örneğin, yorulduğunda mızmızlanmaya başlaması gibi.
- Kızgınlık da dahil olmak üzere çocuğunuzun duygularına saygı gösterin. Bunları kabullenin ve tasdik edin ki, bu duygular geriye itilerek sonrasında daha büyük patlamalara zemin hazırlamasın.“Biliyorum, şimdi bana kızdın” veya “Bunun seni çok üzmüş olması gerek” gibi sözler söyleyin. Bu, çocuğunuza kendisini anladığınızı hissettirecektir.
- Olumlu bir örnek olun. Hiç bu şekilde hissetmeseniz de, sakin olmaya, sakin ama katı davranmaya çalışın. Birçok anne-baba için bu çok zor olabilir ama öfkeye teslim olmaktansa, baş etmekle uğraşmaya çabalamak daha faydalı bir derstir. Kontrolünü kaybeden yetişkinler, durumu her zaman daha kötü hale getirirler. Çocuk bakan tüm yetişkinler, çocuktan gelen talepler ve zor durumlar karşısında tutarlı bir yaklaşım sergilemeye çalışmalıdırlar.
- Durumlardan sıyırmak için şakaya başvurun. Kahkahalar atarak: “Gördün mü bak, eğer başlayacak olursan, şimdi benim de yere yatmam gerekecek” deyin. Öfke nöbeti tutmakta olan bir çocuğu gıdıklayın -bazen işe yarar.
- Ve son olarak, öfke nöbeti tutan bir çocuğu ASLA cezalandırmayın -bu çok daha kötü sonuçlara neden olabilir.