Kırklareli Üniversitesi’nden Dr. Şule Kaya, öğrencileriyle birlikte ildeki ilköğretim çağında ve başarısı düşük çocuklarla çalıştı. Her çocukla bir öğrencisini eşleştiren Kaya’nın bu projesi mükemmel sonuç verdi; başarısız çocuklar teşekkür ve takdir almaya başladı.
Kırklareli Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencileri, psikoloji derslerine giren hocaları Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Şule Kaya önderliğinde bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdiler. İldeki Kocahıdır İlköğretim Okulu ve Kavaklı Atatürk İlköğretim Okulu’nda, okul başarısı düşük, uyum zorlukları olan öğrencilerle 2011-2012 öğretim yılında bire bir ilgilenerek derslerinde ve gündelik yaşamlarında karşılaştıkları sorunları çözmelerine yardımcı oldular.
Projenin yürütücüsü Şule Kaya, “Daha önce emniyetin çocuk şubesiyle ilgili çalışmalar yapıyorduk. Elde ettiğimiz veriler ailevi açıdan dezavantajlı çocukların ortaokuldan sonra okula gitmediğini, ucuz iş gücü olarak çalıştırıldığını ya da suça yönelebildiğini gösterdi. Biz de başarısı düşük çocuklara daha ilköğretim okuluna giderken müdahale etmek istedik” diyor. Proje kapsamında her bir üniversite öğrencisi, bir ilköğretim öğrencisini bir yıl boyunca takibe aldı. Üniversiteliler ders saatlerinin bitiminden sonra haftanın belli günleri bir saat çocuklarla çalıştı.
Şule Kaya, “Öğrencilerime ilk etapta, ‘çocuklarla sadece sohbet edin, onlarla ders çalışmayın’ dedim. Çünkü onların güvenlerini kazanmalarını istedim” diyor. Gönüllü ekip film seyretme, uçurtma ve lokma şenliği gibi etkinliklerle de çocukları kazanmaya çalıştı. Sonuç mükemmeldi. Birinci dönemin sonunda ilköğretim öğrencilerinde disiplin suçlarında azalma, okula devam oranlarında artış gözlendi. İkinci dönemdeyse başarılarında artış oldu. Bu öğrencilerden 30’u teşekkür belgesi aldı. Şule Kaya, “Genellikle başarılı çocuklar için çaba sarf edilir. Onlar kursa gönderilir, onlara yatırım yapılır. Bizse başarısı düşük olan çocuklarla çalışmak istedik. Çocukların okul başarılarındaki gözle görülür artış ailelerine ve sosyal çevrelerine de olumlu yansıdı. Üniversite öğrencilerimizse kendilerinin bu kadar faydalı olabileceklerini düşünmüyorlardı. Mutluluktan ağlayarak beni arayıp, çocukların başarılarını anlatanlar oldu” diyor.
Projelerinin adını ünlü deniz yıldızı hikayesinin ana fikrinden yola çıkarak ‘Deniz Yıldızı’ koydular. Hedefleri önümüzdeki yıl da bu projeyi devam ettirmek. İşe Kırklareli’nde Roman öğrencilerin ağırlıkta olduğu Vali Faik İlköğretim Okulu’yla başlayacaklar. Şule Kaya, “Bu projenin diğer iller için de örnek teşkil etmesini ümit ediyoruz. En büyük beklentimiz çocukların topluma kazandırılması ve eğitim şartlarının iyileştirilmesi” diyor.
SABRI ÖĞRENDİK ÖZGÜVENİMİZ ARTTI
- Emel Acarer: “Çocuklar bizimle kurdukları iletişimden sonra ders çalışmaya başladılar. Bir yandan da bulmaca çözdük, oyun oynadık. Ben de sabrı öğrendim. Eğitim verdiğim çocuğun beni kapıda beklemesi kendimi değerli hissettirdi.”
- Gizem Gamze Koyuncuoğlu: “Dersleri kötüydü, iyileştirdi. Onun olumlu değişimi sayesinde kendime özgüvenim arttı.”
- Elçin Değer: “Çok hırçındı ilk önce. Eğitimiyle ilgili eksikleri vardı. İlgisini çekmeyi başardım. Sonuç beni çok gururlandırdı çünkü teşekkür belgesi aldı.”
ONLAR DA ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYOR
- Projede yer alan çocuklardan Barış Babacan (15) 8. sınıfı bitirdi. “Ortaokulu bitirince liseye gitmek istemiyordum. Sonra eğitmen abla girdi hayatıma. İlk günümüz çok eğlenceli geçti. Arkadaş olduk. Ona aileme anlatamadığım sıkıntılarımı anlattım” diyor. Gelecekte milli güreşçi olmak istiyor.
- Emine Aslan (11), “Ablalarla abiler ilk geldiğinde onlarla çalışmayı hiç istemiyordum. İlk başta utandım. Sonra ablamla çok iyi anlaştık. Notlarım yükseldi. Onu telefonla arayıp dertleşebiliyorum” diyor. Emine, 6. sınıfa geçti, takdir aldı. Büyüyünce Türkçe öğretmeni olmak istiyor.
- Onur İpçi (10) 3’üncü sınıfa geçti. “Abim gelmeden önce derslerimde
başarılı değildim. Sonra notlarım düzeldi.” diyor. Bu duruma en çok sevinen annesi Özgül İpçi olmuş. “Oğlum abisini çok seviyor. Onur’un gelecek hedefiyse okul müdürü olmak.
DENİZ YILDIZININ HİKÂYESİ
Sahilde deniz yıldızlarını telaşla suya fırlatan bir gence rastlayan bilge, bunu neden yaptığını sorduğunda, “Sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler” cevabını almış. “Delikanlı, kilometrelerce sahil baştan aşağı deniz yıldızıyla dolu. Yaptığın şey neyi değiştirecek” diye sormuş. Genç adam, eğilerek yerden bir deniz yıldızı daha almış ve suya doğru fırlatmış, sonra da “Bak, bunun için çok şey değişti bile” demiş. Binlerce kilometrelik bir yolculuğun tek bir adımla başlayacağını anlayan bilge, gençle birlikte deniz yıldızlarını okyanusa atmaya başlamış.
Kaynak: Hürriyet/Esra Erdoğan