Çalışan anne ve babaların en büyük sorunudur, çocuklarına en iyi bakıcıyı bulmak. İş hayatını kabusa çevirmemek için en iyi bakıcıyı bulmanın yolları nelerdir, bakıcı seçerken nelere dikkat edilmeli?
Tüm bu soruların yanıtını Uzman Dr. Neslim G. Doksat, bu haftaki köşesinden yanıtlıyor
Çalışan anneleri ilgilendiren en önemli sorunlardan bir tanesi, kreşe başlama yaşına kadar, çocuklarını emanet edecekleri uygun bir bakıcı bulmaktır. Aksi takdirde, çalışmak kâbus haline dönüşür.
- Uygun bir bakıcı bulmak bazen aylar, seneler alabilir. Bu konuda seçim yaparken, öncelikli olarak dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıdaki gibidir:
- Bakıcının, 30-55 yaş aralığında olması, hayat tecrübesi ve dinamizm açısından önemli bir faktördür.
- Önceden çocuk yetiştirmiş veya bakmış olması, hareket kabiliyeti açısından aktif olması, çocukları seven ve onlarla anlaşabilen dürüst birisi olması göz önünde tutulması gereken özellikler arasındadır.
- Çocuğa sadece genel bakım vermesi değil, onu meşgul etmesi, yerine göre eğitimine destek olması da önemlidir. Çocuğun yaşına uygun şekilde eğitsel oyunlar oynaması, onunla konuşması, zihinsel ve ruhsal gelişim açısından olumlu etki yaratacaktır.
- Bakıcının çocuğu uslu dursun diye televizyon başında oturtup kendi ev işlerine zaman ayırması doğru değildir. Özellikle 0-3 yaş çocuklarına uzun süreli olarak televizyon seyrettirmek, onların sosyal uyarandan mahrum kalmalarına yol açar. Bu durum onların sosyalleşmesini olumsuz şekilde etkiler. Silik otistik belirtiler ortaya çıkabilir. Bu kapsamda, sosyal açıdan dış uyaranlara tepkisiz kalma, göz kontağı kurmama, sözel ifâde sorunları (konuşma becerisinin gelişmemesi veya gerilemesi) ortaya çıkabilir. Televizyon sebebiyle yaşanan sosyal izolasyon zekânın gelişmesini de olumsuz etkiler.