Tüm anne ve babalar, çocuklarının kendi ayakları üzerinde duran bir birey olduğunda kendini denetlemeyi bilmesini, karşısına çıkabilecek zor durumlarda zorluklarla başa çıkabilmesini ister. Bu nedenle aileler, küçük yaşlardan itibaren çocuklarını belli bir disiplinle eğitiyor. Ancak bunu yaparken bazen çocuğu son derece katı kurallar içinde büyütebiliyorlar ya da tam aksine çocuğu aşırı serbest bırakabiliyorlar. "Ebeveynlerin en çok şikayet ettikleri konulardan biridir disiplin." diyen Anne Boyutu yazarlarından Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, çocuklarda disiplini anlatıyor:
"Sözlük, disiplini “Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı veya yazısız kurallarına titizlik ve özenle uyması durumu” olarak tanımlar.
Peki, gerçekte nedir disiplin? ‘Çocuğu disipline etmek’ deyince ne anlamalıyız? Disiplin, çocuğa sadece bizim belirlediğimiz sınırlar içinde davranma izni vermek midir, yoksa onun araştırma çabasını örselemeden sadece aşırıya kaçan davranışlarını engellemek mi?
Ebeveynlerin en çok şikayet ettikleri konulardan biridir disiplin; ‘’Çocuğuma disiplin veremiyorum, çok disiplinsiz, davranışlarına sınır koyamıyorum…”
Peki, çocuklarımıza sınır koyarken doğru cümleleri doğru yerde kullanabiliyor muyuz? İsteklerimizi onların anlayabileceği netlikte aktarabiliyor muyuz?
Çocukların dürtüleri, onları özgürce çevreyi araştırmaya yönlendirir. Ama aynı zamanda davranışlarının zaman zaman raydan çıkmasına da yol açar.
Bu durumda aileler, çocuğun gelişmesi için mutlak gerekli olan bu dürtüyü, araştırma sevincini, keyfini örselemeden, yok etmeden aşırı davranışları kontrol edebilmelidir.
Ailelerin, çocuğa sınır koyma konusunda dikkat etmesi gereken dört ana kuraldan bahsedilebilir;
Öncelikle, konulacak sınır kısa ve net olarak söylenmelidir. Yani eğer çocuğun oyuncaklarını yere atması istenmiyorsa, direkt olarak ‘’oyuncaklarını yere atma” şeklinde net ve kısa cümleler kurularak bu anlatılmalıdır.
Bu durumda çocuktan, “yaramazlık yapma” gibi sınırları net olmayan istekte bulunmak, istenen sonucu oluşturmaz."
Tamamını okumak için tıklayınız...