Anne ve babalar, okula başlayan çocuklarının bir an önce okuma-yazma öğrenmesini isteyebilir. Bunun nedeni, hiçbir ebeveyn, çocuğunun sınıftaki arkadaşlarından geri kalmasını istemez. "Çocuğumuz okula başlar, yaşıtları okurken biz orada geri kalıyor olabiliriz." diyen Anne Boyutu yazarlarından Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, çocuklarda harf körlüğü-disleksiyi anlatıyor:
"Sevgili anneler, gündemimizin birinci konusu olan "çocuğumuzu nasıl eğitiriz?" konusuna devam ediyoruz. Daha önceki konuşmalarımızda çocuğun zihin yapılarının gelişmesini, diğerlerinin zihnini anlıyor olabilmesini, yaşıtları arasında birbirlerini ve kendini yönetebiliyor olmasını, daha sonra yarışabiliyor olmasını konuşmuştuk. Bütün bunların esasında eğitilebilir bir beynin, sahip olması gereken alt yapılar olduğundan söz ediyoruz. Bu yapılardan herhangi birine sahip olmayan bir çocukta mutlaka sorunlar hissedilecektir ve bunların eksiklikleri ortaya çıkacaktır. Önemli olan hangi alanda eksik olduğunu saptayabilmek ve mevcut alanların nasıl geliştirebileceğini tartışıyor olmaktır.
Çocuğumuz okula başladı. Tabii ki öğrenebilmenin ön koşullarından bir tanesi de okuyabilmektir. Okuyabilmek de beyinde çok özel alanlarla gerçekleşen bir şeydir. Harflere yani sembolik şekillere bir anlam yükleyebilmek, daha sonra bunlar arasında bir birleştirebilme yapabilmek sonuç olarak sözcük olarak anlamı fark edebilmek yine insan zihnine özgü önemli bir algıdır. Şöyle bir şey düşünelim: Beynimizde bu işlevi yapan alanın doğru işlemediğini. Çocuğumuz okula başlar, yaşıtları okurken biz orada geri kalıyor olabiliriz. Şimdi eğer böyle bir yapının mevcudiyetinden haberimiz yoksa bu sefer çocuğumuzun üzerinde ciddi baskılar kurmaya başlarız. "Diğerleri okuyor bu okuyamadı", "Ne yapayım da ben bunu okutayım" gibi. Evde böyle kaoslar yaşanabilir. Ki pek çok annemiz bunun farkında, bu okuyamama hallerine daha doğrusu harf körlüğü olarak da anlatabileceğimiz bu eksikliğe disleksi denir."
Tamamını okumak için tıklayınız...