Pekçok anne baba çocuklarının öğretmenlerini takdir eder; hele, kendileri 1, 2 veya 3 çocukla uğraşamazken, öğretmenlerin 30 çocukla rahatlıkla başa çıkabildiği gerçeği karşısında hayranlıklarını gizleyemezler. Yine de bazı anne babalar en iyisini kendilerinin bildiğini savunur ve konu okul olunca, çocuklarının haklarını korumak ve onları desteklemek için çok fazla ısrarcı olabilirler. Bu ısrarcılık içerikten çok biçimle ilgilidir. Peki, öğretmenlere nasıl yaklaşmalısınız?
Bu durumda tutarlı bir şekilde yapılacak şey “akıllı dövüşmektir”. Yani zor şartlar altında çalışan öğretmenlerin hakkını teslim etmeli, ama endişelerinizi de ortaya koymaktan çekinmemeli, zor sorular sormaya hazır olmalısınız (çoğu insan ufak meseleleri sorun haline getirmekten hoşlanmaz). Sizin bilgi almaya, okuldan profesyonelce cevaplar istemeye hakkınız olduğunu unutmayın. Bu arada okulun size vereceği cevaplar basit ve anlaşılır cevaplar olmayabilir ama öğrenmenin kolay bir şey olmadığını unutmayın.
Sonuçta anne baba olarak, çocuğunuzun eğitim sürecinde daha pozitif ve etkin bir rol almanız, mümkün olduğunca çok okulu ziyaret edip neler olup bittiğini gözlemlemeniz gerekir. Veli toplantıları, okul geceleri ve gösterileri, bağış toplama kampanyaları, spor karşılaşmaları ve buna benzer birçok etkinlik sayesinde okul idaresiyle düzenli bir şekilde iletişim kurulabilir. Çocuğunuzu okula bırakırken veya okuldan alırken öğretmeniyle yapacağınız ayaküstü sohbetler de önemli ve gayet bilgilendiricidir. Eğer okulla ilgili herhangi bir sorununuz varsa, bunu en doğru şekilde, yani kitabına uygun olarak yapmalısınız. Çok aşırı seviyedeki eleştiriler kimse için olumlu sonuçlar getirmez.