Çocukluk döneminin ağır ve ciddi hastalıklarından olan difteri, boğmaca ve tetanoz hastalıkları yapılan geniş aşılama çalışmaları ile önemli derecede ortadan kaldırılmış olmakla birlikte maalesef tüm çabalara rağmen buhastalıkların kökü kazınamamıştır. Bu üç hastalık artık ender olarak görülse dehastalığın ciddiyeti, olumsuz sonuçları ve ölümlere yol açması bu hastalıklarakarşı aşılamanın önemini açıklamaktadır.
Difteri:Salya ve tükürük gibi salyalarla temas edilmesi veya bu mikropla kirlenmiş maddelerin(oyuncak vb. ) ağıza götürülmesiyle ve solunum yoluyla bulaşmaktadır.
Difteri mikrobu çok güçlü bir zehir salgılayarak burunda ve boğazda solunumu engelleyici bir enfeksiyona, kalp yetmezliğine, sinir sisteminde hasarlara neden olabilir. Hastalanan her on kişiden birisi maalesef her türlü tedaviye rağmen hayatını kaybetmektedir.
Boğmaca:Tüm yaşlarda ve hatta erişkinlerde bile ortaya çıkabilen,nefes almayı engelleyecek biçimde öksürük nöbetlerine neden olan bir hastalıktır. Bu öksürük nöbetleri 6-12 hafta arasında sürmekte ve bu nöbetlerin ardından birçok çocukta kilo kayıplarına bile neden olabilen kusmalar görülmektedir. Ayrıca, boğmaca 1 yaş altındaki çocuklarda daha sık olmak üzere zatürreeye,beyin ve göz içi kanamalarına ve ölümlere neden olabilmektedir.
Tetanoz:Tetanoz mikrobu, genellikle toprakta yaşayan, vücuda çok küçük yara ve kesiklerden dahi girebilen bir mikroptur. Mikrop salgıladığı “tetanoz zehri” ile omuriliğe ve sinir sistemine zarar vermekte ve gelişmiş tüm tedavi olanaklarına rağmen hala 10 hastadan 6 sının ölümüne yol açmaktadır. Oksijensiz ortamda yaşayan bu mikrop paslı çivi, bıçak gibi maddelerin yanı sıra cam kesiği,hayvan pisliği ve açık yaraların toprakla temas etmesi ve sonucunda insanlara bulaşmaktadır.
Tetanoz hastalığı en sık yaşamın birinci ayının bitiminden önce görülmekte ve “yeni doğan tetanozu” adını almaktadır. Yeni doğan bebekler, tetanoz mikrobuyla ya sağlıksız şartlardaki doğum esnasında yada doğum sonrası göbek bağının steril olmayan koşullarda kesilmesi nedeniyle karşılaşmaktadır. Doğum sonrasında göbek kordonunun mikropla temas etmiş bıçak, jilet ve hatta cam ile kesilmesi sonucunda bebeğe bulaşmakta ve kana karışan mikroplar yoluyla hastalık ortaya çıkmaktadır. Bu bebeklerin hemen hepsi her türlü tedaviye rağmen daha yaşamın ilk günlerinde ölmektedirler.
Tetanoz hastalığının bebeklerdeki en önemli üç belirtisi; emme güçlüğü kasılmalar ve teskin edilemeyen ağlamadır. Bebekleri yeni doğan tetanozundan korumak için, anne adaylarının gebeliklerinin 3. ayından sonra mutlaka tetanoz aşısı olmaları gerekmektedir. Tetanoz aşısı hem anneyi hem de bebeği koruyacağı gibi ne anne nede doğacak bebeğine karşı zararlı bir etkisi olmaz. İster hastanede,ister farklı bir ortam ve koşulda doğum yapılacak olsun tüm anne adaylarının aşılanması gereklidir. Bu uygulama devletimizin sağlık politikasıdır.
Difteri, boğmaca ve tetanoz aşısı (DBT)
Karma aşılar,çocukları difteri, boğmaca ve tetanoz hastalıklarına karşı korumak için uygulanmaktadır. Yeni doğan bir bebek, yaşamını ikinci ayından itibaren 1-2 ay arayla 3 kez aşılanmalı ve ardından 18. ayda bir hatırlatma dozu yapılmalıdır.3lü karma aşının tekrar dozu 4-6 yaş arasında, Çocuk Felci aşısıyla birlikte uygulanmalıdır. İlkokul 1. sınıfında ise boğmaca çıkarılarak, sadece difteri-tetanoz karma aşısı yapılmalıdır. (Bu dönemde ayrıca verem, çocuk felci aşıları uygulanmalıdır. Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısının 2.dozu 4-6yaş arasında uygulanmadıysa bu dönemde uygulanabilir.) Gelişen bilim ve teknoloji,çok sayıda hastalığa karşı tek enjeksiyon ile koruma sağlamaya yönelik yeni aşıları geliştirme çabasındadır.
Günümüzde difteri, boğmaca ve tetanoz aşılarına çocuk felci ve hib menenjit aşısı eklenerek oluşturulan ilk beşli aşı sanofi pasteur tarafından geliştirilerek kullanıma sunulmuştur.Aşı kola ya da bacağın ön kısmına adale içi yolla ya da cilt altına uygulanmaktadır.