8 yıllık zorunlu eğitimi kademeli hale getiren ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni eğtim yasasının mecliste kabul edilmesinin ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayının ardından, Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara hız verdi.
Birçok farklı uygulamayı ve yeniliği de beraberinde getiren bu yasadaki değişiklikler neler? Çocuklar okula kaç yaşında başlayacak? Kız çocuklarının okula gönderilmesinin önüne engel olacak mı? Çocuğunu okula göndermek istemeyen ailelere ceza var mı? 10 yaşında bölüm seçmek zorunda olması çocukları nasıl etkileyecek? Tüm bu soruları ve ailelerin de büyük bir dikkatle takip ettiği 4+4+4'teki son durumu İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız'a sorduk.
Son 9 yıldır eğitim sisteminde çeşitli değişiklikler yapıldığına dikkat çeken Yıldız, yasanın en çok tartışılan maddesi olan okula başlama yaşına ilişkin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yürüttüğü çalışmalarda ailelerin duyarlılığının da göz önünde bulundurulacağını dile getirdi.
Yeni yasanın yanlış yorumlanmaması gerektiğinin altını çizen Yıldız, "Bu yeni yasa kesintili değil kademeli zorunlu eğitim olarak yorumlanmalıdır" dedi.
2012-2013 Eğitim Öğretim yılında yürürlüğe girmesi beklenen yeni eğitim yasasına ilişkin olarak Anne Boyutu'nun sorularını yanıtlayan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Bakanlar Kurulu'nun yasanın uygulaması noktasında 1 yıl erteleme kararı da alabileceğinin bilgisini verdi.
4+4+4 ile ilgili gelinen son nokta nedir?
Ülkemiz, anne-babalar, çocuklar için hayırlı olsun. Bu son değişiklik, Türk eğitim sisteminde yapılan en önemli değişikliklerden biriydi. Son 9 yıldır müfredatla ilgili başlayan önemli değişiklikler yapıldı. Bu arkasından gelen kamuoyunun 4+4+4 olarak bildiği temel eğitimi düzenleyen yasa ile umuyoruz ki başlatılan bu çalışmalar, sistematik bir yaklaşımla okul öncesinden başlamak üzere liseyi de kapsayacak şekilde okullarımıza yansır.
Bu yasa bize ne getiriyor?
8 yıllık zorunlu kesintisiz temel eğitim, lisenin de dahil edilmesi ile 12 yıla çıkarılmıştır. En temel değişiklik budur. 4 yıl ilkokul, ortaokul 4 yıl ve lise 4 yıl olmak üzere, zorunlu eğitim kademelendirilmiştir. Burada, bu kadar uzun süreli bir eğitimi bir okulda başlayıp orada bitirmesini sağlamak değil, bir okul türünde başlayıp sonrasında tercih yapmak istiyorlarsa bunun önünü açmak amaçlanmıştır.
Buna kesintiliden ziyade kademelendirilme diyoruz. Çünkü kesintili dendiği zaman kademeler arasında, çocuk sanki okuldan uzaklaşacak, okula gitmeyecek gibi bir algı oluşabiliyor. Ama esas olan kademelendirmedir. Çocuk, ilk dördü bitirdiğinde ikinci dörtte çocuğa tercih hakkı tanınıyor. Böyle olunca da çocuk, mesleki eğitime mi, akademik bir okula mı yoksa din öğretimi genel müdürlüğüne bağlı olan imam hatip lisesine mi gitmek istiyor? Bu noktada çocuğa tercih imkanı sunuluyor. Bu noktada çocuk, ilk dördü bitirdikten sonra da anne babaların da yönlendirmesi ile tercih yapabilecek.
Ortaokul sistemi, genelde birbirine yakın olacak. Buradaki farklılık; Türkçe, matematik fen gibi ortak derslerin dışında seçmeli dersler olacak. Yani seçmeli dersler bloku daha zengin olacak. Çocuklar, anne-babalar, okullar, idareler kendi isteklerine göre ders seçme imkanı bulabilecek. Bu sistemin bir diğer iyi yanı da, çocuklara küçük yaştan itibaren demokratik bir şekilde seçim hakkı veriyor olmasıdır.
10 yaşındaki çocukların bölüm seçerken yeterli düzeyde fikri olmadığı yönündeki eleştirelere ne diyorsunuz?
Milli Eğitim Bakanımız bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Dijital bir çağdayız ve bu dönemin temel becerileri düşünüldüğünde sadece el becerileri değil, dil, teknoloji tasarım gibi farklı alanlarda da beceri kazanmaları gerekiyor. Dolayısıyla çocuklar bu temel becerilere aldıktan sonra karar verecek ve tercih yapacaklardır. Bu nedenle çocuklar birinci dördün sonunda değil de ikinci dördün sonunda tercih yapacak. Bu anlamda bu tercihler şimdikine yakın paralel bir şekilde devam edecek. O endişe de giderildi.
Kız çocuklarının okullaşması noktasında pozitif ayrımcılık sürecek
Kız çocuklarının ikinci kademeden sonra okula gönderilmemesine ilişkin çeşitli eleştiriler ve endişeler var. Bununla ilgili bir denetleme çalışması yapıldı mı?
Cezai müeyyideler caydırıcı oluyor. Okullarımızda “Haydi Kızlar Okula” ve “Baba Beni Okula Gönder” kampanyaları ile çok ciddi bir şekilde okullaşma yaşanmıştır. Bu duyarlılık yine devam ediyor. Kesintili deyince insanlar şunu anlamasın: İlk 4 yıl okul bittikten sonra çocuk ara verecek ve iki yıl dışarda çocuk dolaşacak sonra da okula devam edecek gibi bir algı oluşmasın. Kesintili olması ara vermek olarak algılanmamalı ve süreklilik olduğu bilinmelidir. Bu konuda da kamuoyunun duyarlılığı dikkate alınmıştır ve yasa bunu garanti ediyor. Dolayısıyla bu dönemde bu kadar kız çocuklarının okullaşması noktasında pozitif ayrımcılık yapacak kadar kız çocuklarına şartlı nakit transferi gibi yardımlarla bu noktada elimizden geleni yapıyoruz. Belli bir geliri olmayan çocuklarımızın annelerine belirli miktarlarda bir ödeme yapılıyor. Bu da annelere yapılıyor. Kız çocuklarına daha fazla ödeme yapılıyor. Bütün bu politikalar bundan sonra da devam edecek, artarak devam edecek.
Okul öncesi ile ilgili tartışmalara ne diyeceksiniz?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yaptığı en iyi çalışmalardan biri de, daha önce anaokullarında yüzde 15'lerde olan anaokulu okullaşma oranını yüzde 70-80'lere çıkarmış olmasıdır. Yasayla birlikte, bu zorunlu eğitim kapsamına alınmış oldu. Dolayısıyla 3-4 yaş grubundaki anaokulu politikamız devam ediyor. Sanki zorunluymuş gibi, bu yaştaki çocuklarımızı aileler, dilerlerse özel dilerlerse de devlet okulunda anaokulu eğitimi aldırabilecekler.
Okula başlama yaşında ailelerin endişeleri giderilecek
Yaş krizi ile ilgili olarak son durum nedir?
5 yaş erken bulundu fakat kanun da çıktı. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer'in yaptığı açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, okula başlama yaşı ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu konuyla ilgili olarak kamuoyundaki tartışmalardaki kritikler, tepkiler; STK'ların yaklaşımı ve ailelerin beklentileri dikkate alınarak genel bir çalışma yapılıyor. Henüz bu çalışma sonuçlanmadı. Bu çalışmalarda kamuoyunun duyarlılığı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından takip ediliyor ve yapılacak çalışma neticesinde ailelerin bu tür endişeleri giderilmiş olacak.
Okula başlama yaşı geldiği halde, okula gönderilmeyen çocukların ailelerine para cezası
Bazı aileler çocuklarını 5 yaşında okula göndermeyeceklerini söylüyor. Bununla ilgili bir çalışmanız ya da yaptırım var mı?
Şu anki uygulamada yani yasada, çocuğun okula gönderilmediği gün baz alınarak, gönderilmediği günler kadar maddi ceza kesiliyor. Şu anda biz, düzenlemenin tamamlanmasını bekliyoruz. Kanunun yönetmeliği çıktıktan sonra, yani hangi yaşta, kaçıncı aydan itibaren eğitime başlaması gerekiyorsa, o zaman çocuklar okula başlayacaktır. Aileler buna uymak durumda, ben çocuğumu okula göndermiyorum diyemezler. Yasa bu noktada cezai müeyyide olarak ne öngörüyorsa o uygulanır.
"Bakanlar Kurulu, uygulmayı 1 yıl erteleyebilir"
2012 Eylül ayında uygulamaya başlanacak yeni sisteme İstanbul hazır mı?
Bakanlar Kurulu, 1 yıllığına bu yasanın uygulanmasını ertelemek için karar alabilir. Ama biz dersliklerimizi, okullarımızı ve öğretmenlerimizi, sınıflarımızı hazırlıyoruz. Bütün yaz dönemini de bunun hazırlıkları ile geçireceğiz. İlçe müdürlerimiz ile toplantılar yapıyoruz. Şu anda bütün ilçelerimizde okullarımızın hangisinin ilkokul, ortaokul ya da lise olacağını belirliyoruz. Çağ nüfusumuza göre, hiçbir yerde herhangi bir sorun yaşanmaması için ciddi bir plan içindeyiz. Yaz döneminde de yüksek sayıda bir öğretmen ataması olacak. Sanıyorum bu noktada da tüm Türkiye rahatlamış olacak.
"Anneler bizi denetlesin"
Son olarak annelere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bütün annelere, çocukları konusunda bize güvenmelerini aynı zamanda da bizi takip ederek, denetlemelerini varsa karşılaştıkları herhangi bir olumsuzlukları bize bildirmelerini istiyoruz. Biz bu tür olumsuzlukları gidermek ve çözmek için varız. Bunu, bir işbirliği çağrısı olarak yapıyorum.
Röportaj: Meliha Üçel