Araştırmalara göre Türkiye genelinde cinsel istismar, yüzde 60 oranıyla ön planda. Dayak veya duygusal istismarsa adli kayıtlara geçmiyor.
Özellikle son birkaç yıldır gündeme gelen istismar olayları, biraz da ihmal edilen bu konunun tartışılmasını gerekli kılıyor. Milliyet'in haberine göre, Gazi Üniversitesi Çocuk Koruma merkezi Müdürü Prof. Dr. Ufuk Beyazova, istismarın tanımından görülme sıklığını anlattı.
Çocuk istismarı nedir?
Çocuk istismarı çocuğa kendisi için iyi olmayan, yapılmaması gereken bir şeyin yapılması, incitilmesidir. Bedensel olarak incinebilir. Dövme, sarsma, kulak çekme, yakma onun bedenini incitebilir. Bu gibi davranışlarla yaralanabilir, sakat kalabilir hatta ölebilir. Ailesi tarafından ya da bazen akranları tarafından küçük görülme, dışlanma, tehdit edilme, yaşına uymayacak sorumluluklar verilme gibi yollarla örselenebilir.
Türkiye’de yılda kaç çocuğun bu sorunu yaşadığı tahmin ediliyor?
Ülkemizde çocuk istismarı olgularının bildirildiği, sayısal verilerin toplandığı bir kurum yok. 16 bin çocuk üzerinde yapılan bir çalışmada yüzde 34’ünün dayak yediğini gözlemlendi. Ceza dosyaları üzerinde yapılan bir çalışmada dosyaların yüzde 1.5’inin çocuklara karşı işlenen suçlara ilişkin olduğu, bunların da yüzde 68’inin cinsel suçlar olduğu görüldü. Ancak eldeki veriler, buzdağının sadece görünen yüzü.
Türkiye’de ve dünyada ne tür istismarlar görülüyor?
İstismar türlerinin en sık görüleni duygusal olanı. Ama kayda geçmez, hatta bazen çocuğu eğitmek, disiplin sağlamak için gerekli olduğu bile sanılabilir. Bazen de çocuğa bakmakla, eğitmekle görevli büyüklerin yetersizliklerinden dolayı kolayca itip kakılabilecek hedefler olurlar. Ailenin “Bir daha böyle yaparsan seni bırakır giderim, görürsün o zaman” demeleri duygusal istismara girer. Erişkinlerle yapılan bazı çalışmalar neredeyse üç kişiden birinin çocukluğunda ya da gençliğinde dayak yediğini gösteriyor. Öğretmenlerin pek çoğu dayağı bir disiplin yöntemi olarak kabul ediyor. Toplum tarafından kabul gören bir davranış olunca da özellikle okulda ve evde gerçekleşen dayaklar kimsenin gözüne batmıyor, hiçbir yere bildirilmiyor. Polis kayıtlarına geçen dayak ve yaralama olguları ancak ölesiye dövülme, hayati tehlike gibi durumlara ilişkin oluyor. Sık görülen bu istismar türü evde, okulda, çocuk çalıştıran işyerlerinde sürüp gidiyor.
Cinsel istismar nedir?
Cinsel istismar, çocuğun yaşına uygun olmayan cinsel içerikli söz, görüntü ve davranışlara uğratılmasıdır. Çocuğun bir erişkin, ya da yaşça kendinden büyük biri tarafından cinsel doyum elde etmek amacıyla kullanılmasıdır. Anal ya da vajinal ilişki, oral-genital temas, cinsel organların ellenmesi, çocuğu pornografide ya da fuhuşta kullanmak, pornografi izletmek, teşhircilik gibi davranışlar cinsel istismardır.
Toplumdaki boyutları biliniyor mu?
Özellikle istismarcı aile içinden biriyse durum çoğu zaman gizleniyor. Bu tür istismarın boyutlarını anlayabilmek için erişkinlerle görüşülerek yapılan çalışmalar var. 1994’te bin 500 lise öğrencisiyle yapılan çalışmada yüzde dokuzunun cinsel istismara uğradığı saptandı. Bu oran, üniversite öğrencileriyle görüşmede yüzde 18, başka bir çalışmadaysa yüzde 37’ye çıktı. Bunların çoğu gizli kalmış hiçbir kuruma bildirilmemiş istismarlar. Ayrıca bir toplumda yoksulluk ve eğitimsizlik arttıkça çocuk istismarı da artıyor.
En çok hangi yaş gruplarına yönelik görülüyor?
Duygusal istismar, tüm çocukluk yaşlarına yayılır. Fiziksel istismar çocuğun kaçıp kurtulabildiği yaşlarda, erişkinin çocuk üzerindeki fiziksel gücünün nispeten dengelendiği yaşlarda azalmaya başlar, cinsel istismarsa 5-12 yaş grubundaki kız çocuklarında sık görülüyor. Kurbanlar genelde kız çocuklardır ama çocuk koruma merkezinin kayıtlarına bakınca erkek çocukların da azımsanmayacak sayıda oldukları görülüyor.
Yakınlarınca istismar edilen kurbanların oranı nedir?
Özellikle aile içi istismarlar sır kabul ediliyor. Ailenin dağılması ya da dedikodu çıkması çocuğun başına gelen felaketin durdurulmasından daha önemli sanılabiliyor. Bazen anneler çocuğu aile içindeki istismarcıdan uzak tutabileceklerini sanarak olayı gizleyebiliyor. Ama bu hem istismara uğrayan çocuğun tedavisini engelliyor hem de istismarcı kendine yeni kurbanlar bularak istismara devam ediyor.