Artık ne yapacağımı bilemez haldeyim.
Sedef: Onur bey merhaba. Ben 10 yıllık evliyim. 35 yaşındayım. ev hanımıyım. Yani daha önce çalışıyordum ama çocuğum olduktan sonra artık çalışmayı bıraktım. 8 yaşında bir erkek çocuğum var. Evlendiğim ilk zamanlar işimi bırakmayı hiç düşünmemiştim ama çocuk olduktan sonra eşimin de desteği ile çocuğumu iyi yetiştirmek için işi bıraktım. Zaman zaman eşimle aramızda şiddetli tartışmalar yaşanıyor, neticesinde birkaç kez bana şiddet uyguladı. Yani tokat attı ve hırpaladı. Bu tür durumlara çocuğumun şahit olmasını istemesem de aynı evde yaşıyoruz birinden birine olmasa bile mutlaka birine şahit oluyor. Çok fazla olmasa da içe kapanık bir çocuk, her girdiği ortama çok fazla ayak uyduramıyor, hemen alışamıyor. Alıştıktan sonra açılıyor ama çok da sosyal bir çocuk değil. Ben bir yandan kendimle ilgili endişe duyuyorum bir yandan oğlumla ilgili enndişe duyuyorum. Eşime boşanma davası açma konusunda kararlıyım, sonuçta yeniden çalışmaya başlayabilirim ama çocuk biraz daha büyüsün, babası ile aynı evde olsun istiyorum. Çünkü bir yandan da babası ile ilişkisi iyi. Eşim oğluna çok iyi davranıyor, her istediğini yerine geteriyor, birlikte maç izlemeye gidiyorlar. Hem iyi vakit geçiririyorlar hem de her istediğine sahip olabiliyor. Şimdi ben boşansam çocuğum benim imkanlarımla yaşamak zorunda kalacak, bu durumda benden soğuyacak diye korkuyorum. Artık ne yapacağımı bilemez haldeyim. Bir yandan kendi gururum bir yanda çocuğumun mutluluğu. Sıkıştım kaldım. Ben ne yapmalıyım?
Merhaba Sedef, her şeyden önce, size 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hakkında bilgi edinmenizi öneririm. Burada yalnızca fiziksel şiddeti dile getirmişsiniz ancak, eğer şiddetin türlerine dair biraz okuma yaparsanız, belki de başka tür şiddetlere de maruz kalıyor olduğunuzu fark edeceksiniz. Bilmelisiniz ki, aile içinde kadına yönelik şiddetle, çocuklara yönelik şiddet arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Yani bir evde aile içi şiddet varsa, o evde yüksek ihtimalle çocuklar da şiddet görmektedir. Çocuğunuz doğrudan şiddete maruz kalmasa bile, şiddete tanık olarak bu durumdan etkilenir. Pek çok anne, şiddeti çocuğundan gizleyebildiğini düşünse de, çocukların yüzde 80-90 gibi çok büyük bir kısmı bu durumun farkındadır. Şiddet anını görmeseler de bağrışmaları duyarlar, şiddetin beden üzerindeki izlerini yani yaraları, morlukları görürler. Şiddet ortamında büyüyen çocuklar, kendilerine bakıp özen gösteren kişilere, yani annelerine, kardeşlerine duygusal olarak bağlanmakta zorluk yaşayabilirler. Oysa büyüme aşamasında bu bağlanma çok önemlidir. Bunun olmadığı durumlarda çocuğun gelişimi tamamen durabilir. Okul öncesi çocuklarda, gelişim süreci tersine işleyebilir, çocuklar kâbus görebilirler ya da uyuma güçlüğü çekebilirler. Okul çağındaki çocuklar ise depresyon, kaygı, korku gibi farklı psikolojik problemler yaşayabilirler, akranlarına karşı şiddet gibi sorunlu davranışlar gösterebilirler. Şiddet görerek büyüyen çocuklar, ileriki yaşamlarında problemli ilişkiler yaşama riskiyle karşı karşıyadır. Onların gelecekte kuracakları ilişkilerde şiddetin ve istismarın yaşanma olasılığı, akranlarına oranla daha fazladır. O halde, duruma ne kadar erken müdahale ederseniz o kadar iyi, yani oğlunuz için bu evliği sürdürmeyin ve o evde kalmayın. Kendiniz ve oğlunuz için bu ilişkiyi bitirin ve o evden çıkın. Erken müdahale, şiddetin çocuğun hayatında yarattığı olumsuz izlerin silinmesi için atılacak en önemli adımdır.
***
Onu terkettiğimi düşünür mü?
ÖZGE - CEREN: Merhaba Ahmet Bey, 35 yaşındayım ve Bursa'da yaşıyorum. benim 4 yaşında bir kızım var. Eşim ile ayrı olduğum için kızıma annem ve babam bakıyor. Ama annem ve babam ortalama 7 ay kadar Bursa'da olmuyorlar. Dolayısıyla bu süre zarfında kızım da onlarla beraber benden uzakta kalıyor.Fırsat bulduğum her zaman yanına gitmeye özellikle dikkat ediyorum ama bu süre ayda 1 ya da 2 kere oluyor maalesef. Bu durumun kızımı nasıl etkilediğini sizden öğrenmek istiyorum. Sevgi açısından fazlasıyla memnun olduğunu düşünüyorum ama benden uzak olması ve her istediği zaman beni görememesi karakterinde sorun yaratır mı? Onu terkettiğimi düşünür mü? Cevap verirseniz çok sevinirim.
Merhaba Özge-Ceren, eşiniz ile ayrı olduğunuz için çocuğunuza, başka bir şehirde yaşan anne-babanızın baktığını söylüyorsunuz. Ancak, eşinizden ayrılmanız, tek başınıza ve mümkünse eşinizin de desteği ile kızınıza bakım verememeniz için bir sebep olmamalı. Şüphesiz ki, ihtiyacı olan bakımın, sevginin ve şefkatin çoğunu, ebeveyn figürü olarak anneanne ve dedesinden gören bir çocuk, annesi tarafından terk edildiğini düşünebilir. Size önerim, kızınızla aynı evde yaşamak ve onun temel bakım ve sevgi veren kişisi olmak için elinizden gelen en hızlı formülü bulmanız. Bursa’da danışmanlık alabileceğiniz pek çok çocuk ve yetişkin psikoloğu var. Hayatınızı kızınızı içine alacak şekilde düzenlerken, profesyonel yardım almanız faydalı olur.
***
Oğlum 58 aylık.Geceleri hemen her gece altına idrarını yapıyor...
Anne: Merhabalar, Oğlum 58 aylık.Geceleri hemen her gece altına idrarını yapıyor.Çareyi bez takmakta buluyorum.Çeşitli yollar denedim.Uyandırmaya çalıştım, sıvı alımını kısıtladım,altını ıslatınca kaldırıp tüm kıyafetlerini değiştirdim am durum düzelmiyor.Daha neler yapılabilir.Aydınlatırsanız sevinirim.(sorumun yayınlanmasını istiyorum)
Merhaba anne, anladığım kadarıyla oğlunuz yalnızca geceleri altını ıslatıyor. Her şeyden önce oğlunuza bu konuda sert yaklaşmamaya çalışın. Onu bu konuda sizinle işbirliği içerisinde çalışmaya yanaştırmalı ve cezalardan kaçınmalısınız. Geceleri yatmadan en az 1 saat önce sıvı tüketimini kesmeniz, başlangıç için doğru bir strateji. Oğlunuz uykuya daldıktan sonra, 2-3 saat arayla kaldırıp, tuvalete çıkartmak sık uygulanan bir yöntemdir. Ancak önemli olan, bu sırada oğlunuzun tamamen uyandığından emin olmanızdır. Yarı uykulu ya da gözleri kapalı bir şekilde idrara çıkmasını sağlamak, yeterli ve etkin olmayacaktır. Oğlunuzla birlikte bir şema oluşturup, kuru veya ıslak kalktığı günleri not alabilirsiniz. Kuru kalktığı günler, onu teşvik etmek ve işbirliğine çekmek için ödül vermek doğru bir davranıştır. Öte yandan, ıslak kaktığı günler için ceza vermek, ya da ödüllerini geri almak doğru olmaz. Bunun sizin için de yorucu ve uykusuz geceler anlamına geldiğini biliyorum fakat sonuç almak istiyorsanız, sabırla denemeye devam etmelisiniz.
***
Evlendiğim için pişmanım...
Pişman: Merhaba onur bey. Ben 31 yaşındayım ve bir yıllık evliyim. Aslında evliliğim öncesinde yaklaşık 5 yıl bir süren ilişkiyi evlilikle noktaladık. Zaten aslında evli gibiydik, birlikte yaşıyorduk. Sadece ailelerimizin içi rahat etsin diye evlendik. Evlendiğimde aslında kafamda soru işaretleri vardı ama evlenince geçer nasılsa diye düşünmüştüm. Eşim çok iyi bir insan, beni sevdiğini düşünüyorum belki de o da benimle aynı şeyi hissediyordur ama ben mutlu değilim sanki. Görünürde her şey yolunda ama sanki bu evliliği çok uzun yıllar sürdüremeyecekmişim gibi geliyor. Daha doğru ifade edecek olursam onu aldatmaktan korkuyorum. Çünkü hoşuma giden biri olursa ona bakıyorum, inceliyorum. Benimle ilgilenen biri olursa bu çok hoşuma gidiyor ve tuhaf hissediyorum kendimi. Sonrasında sen evli bir kadınsın, ne yapıyorsun diyorum. Bazen bu tür durumlarda da kendimi suçlu hissediyorum çünkü aynısını kocam bana yapıyorsa çok üzülürüm. Evlendiğim için pişmanım galiba. Bu durum sizce geçici midir, ne yapmamı önerirsiniz?
Merhaba pişman, anladığım kadarıyla, ilişkisel çatışmalarınız sizin için giderek karmaşık ve içinden çıkılması güç bir hal almış. Tanımladığın her şey, insana dair olağan, normal duygu ve davranışlar. Öte yandan, görüyorum ki bu karmaşanızla ilgili yardıma ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu duyguların sizin için, sizin özelinizde geçici mi kalıcı mı olduğuna dair bir yorum yapmak ya da tahmin yürütmek doğru olmaz. Geçip geçmeyeceğini deneyimleyecek olan sizsiniz. Size önerebileceğim, kendinizi, duygularınızı, ihtiyaçlarınızı, taleplerinizi daha iyi duymanız ve onlarla uzlaşabilmeniz için bir profesyonelden yardım almanız. Hangi şehirde yaşadığınızı bilmiyorum ama bulunduğunuz yerde size uygun bir psikoterapist bulabileceğinize eminim. Bence terapi fikrine bir şans verin.
***
İyi bir geleceği olacak mı, sağlıklı olacak mı?
Kız babası: Merhaba Ahmet bey. benim 15 yaşında bir kızım var. Çok kaygılanıyorum onun için. İyi bir geleceği olacak mı, sağlıklı olacak mı? Aman hastalanmasın. Aman başına bir şey gelmesin. Haddinden fazla üzerine düşüyorum. Bu durum eşimi ve kızımı çok rahatsız ediyor. O yanımda değilken, cep telefonunu aradığımda açmazsa çok panik oluyorum.
Merhaba kız babası, çok kısaca anlatmışsınız ama aktardıklarınız bana bir tür kaygı bozukluğu yaşıyor olabileceğinizi düşündürdü. Kızınız için kaygılanmanız ve onun üzerine titremeniz doğal olabilir ancak, çevrenizden de tepki almaya başladığınıza göre, göstermiş olduğunuz kaygılı davranışların işlevselliğinizi ve aile ilişkilerinizi bozan bir tarafı var. Hayatınızın geneline ne kadar etki ediyor bilmiyorum ama aile hayatınızın işleyişini bozan bu sorun için bir an evvel profesyonel yardım almanızı öneririm.