Tek çocukların anne ve babalarından kardeş isteminde bulunması son derece alışılagelmiş bir durumdur. Genellikle oyun arkadaşı olarak, bir kardeş sâhibi olmayı arzu eder çocuklar.
Bununla birlikte, ikinci çocuk sâhibi olmak son derece ciddi bir karardır. Çocuktan gelecek talepten bağımsız olarak, anne ve babanın bu konuyu detaylı olarak değerlendirerek, kendi kararlarını alması gereklidir. Zirâ, tüm çocuklara eşit derecede eğitim ve ekonomik standardı verebilecek ve mânevi açıdan tüm çocuklarla eşit şekilde ilgilenebilecek hâlde olmak son derece önemlidir.
Gebeliğin teşhis edilmesinden sonraki üç ay, bebeğin sağlıklı gelişiminin takibi açısından bir seri sağlık kontrolünün yapılmasını gerektiren bir süreçtir. Özellikle 35 yaşın üzerindeki gebeliklerde yapılması gereken tetkiklerin çeşitliliği daha da fazladır. Dolayısıyla, tüm bu tetkiklerden başarılı şekilde geçtikten sonra, yâni ilk üç ayı doldurduktan sonra, çocuğa kardeş müjdesini vermek en uygunudur.
Gebelik sürecinin sorunsuz yaşanması, çocuğun kardeşini hasretle beklemesine yol açacaktır. Sorunlu gebeliklerde, büyük çocuğun bir süre sonra, annesini hasta ettiği için, kardeşine kızdığına sık rastlamaktayız.
Ek olarak, gebelik süresince, büyük çocuğa kardeş sâhibi olmakla ilgili olarak sadece sorumluluk aşılamak yerine, bu işin keyifli taraflarının vurgulanması da son derece önemlidir. İleride, oyun oynayıp pek çok şeyi paylaşabileceği bir kardeşe sahip olacağından bahsetmek, Onu heveslendirecektir.
Kardeşin gelmesini dört gözle beklediği halde, doğumdan sonra bozulmak ve onu kıskanmaya başlamak tipik sayılabilecek bir durumdur. O nedenle doğumdan sonra, aile ve aile yakınlarının sadece bebekle ilgilenmesi, büyük çocuğu ise, “Kardeşine bak, Onu tut, Onunla ilgilen” gibi sorumluluk taşıyan komutlara boğmak uygun olmayan davranış tutumlarıdır. Bu durumda kıskançlık hissi artar. Özellikle, yeni doğan bebekte sağlık problemlerinin yaşandığı durumlarda, tüm ilginin zarurî olarak bebeğe kayması, büyük olan çocuğu yıpratan bir süreçtir. Kardeşini kıskanan bir çocukta, huy değişiklikleri (huysuzluk, kazanılmış olan öz bakım becerilerinin kaybı, uykusuzluk, iştahsızlık, uyumsuzluk vb. ) ortaya çıkar. Bu durumda, küçük kardeşe zarar verme girişimlerine (çimdiklemek, sıkmak vb.), okula gitmek istememe gibi davranışlara sık rastlamaktayız.
Sonuç olarak, aileye yeni bir bebeğin katılması, tüm aile bireylerini ilgilendiren, sevk ve idarenin özenle yapılmasını gerektiren, özel bir durumdur.