Eğer hayat size limon verdiyse, sakın canınızı sıkmayın…
Tamam, kabul ediyorum bu aralar biraz asabiyim, sinirliyim ve hayatın tüm olumsuzluklarına ve bana dağıtılmış bu kötü ele rağmen (benim oyunumda eller aylık dağıtıyor buna eminim) sakin, anlayışlı ve tartışmalardan kaçınır bir tutum takınıyorum; "Sen haklısın, olabilir, eğer öyle diyorsan, hı hı… vb."
İnsanları kırmamak için böyle davranmalı belki de herkes. Şimdi, asabiyet, sakin kalmaya çalışma ve alttan almayla, limonatanın faydası başlığının alakasını kurma zamanı geldi sanırım.
"Hayat sana limon verdiyse, limonata yap’ cümlesini ilk olarak Elbert Hubbard, insanlara hayatın tüm zorluklarına rağmen daha pozitif bir tutum takınmalarını anlatmak amacıyla kullanmıştır. Hemen yazıyı Polyannacılık’a bağlamayacağım merak etmeyin.
Herhangi bir şeyin, yani aklınıza ne geliyorsa tüm örneklere bir bakın, bir olayın, bir kokunun, bir tadın, bir manzaranın veya bir insanın iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış, etik-etik dışı vb. gibi kavramlarla anlatılabilmeleri için bir örneğe ihtiyaçları var. "Bu yemek kötü olmuş" diyen, aynısının daha iyisini yemiştir. İnsanların kendi hayatlarına ve yaşantılarına kızmalarına bayılıyorum.
En sık duyduğum cümle;
-Hayat çok zor!!!
Verilebilecek tek cevap;
-NEYE KIYASLA?
İki insanın hayatının aynı olması mümkün olmadığına göre; ne güzel, ne yerinde, ne manidar ve ne doğru bir cevap değil mi!
Mesela kendini şanslı hissetmek, tamamen bir önce yaşadığınız olumsuz olayları temel alarak kurulan bir cümledir.
Hemen hemen herkes, kıyaslamalarını ‘ötekilerin’ hayatlarına göre yapıyor.
Buna rağmen hesaba katmayı akıllarına dahi getirmedikleri ufak bir ayrıntı var. Diğerinin içinde bulunduğu hayatı kurmak için harcamış olduğu özveri, çaba ve emeği gökten inmiş kabul etmeleri ve o diğerini hiç saymaları…
Şimdi; biliyorum, hepimiz emek, çaba ve özverilerde bulunuyoruz ve hatta bu cümleleri okurken, yaptıklarınızı ve yaşadıklarınız da belki gözden geçirdiniz ve halen başkasıyla kıyasa devam. İyi de o kıyaslanan kişi kendi içinde bulunduğu hayattan mı memnun yoksa o da sizinle yer mi değiştirmek istiyor?
Hayata, yaşama, şansa dair benzetmelerin ve aforizmaların sonu yok. O zaman bir tane daha ekleyelim. "Her yeni gün, kapının önüne bırakılmış bir kutudur. İster o kutudan kale yaparsın, ister tabut." Yani yaşadıklarınız ve başınıza gelen olaylar size özel, size karşı ve kasten yapılmış değiller. Yaşanan olaylara verdiğimiz tepkiler ve olumlu ya da olumsuz algılamamız, tamamen tek taraflı ve gördüğüm kadarıyla da çoğunlukla olumsuz.
Hayat, herkesi hem eşit hem de adaletli bir şekilde çimlerin üzerine yatırıyor. Bizlere öğretilmemiş mutluluğu yakalamanın basit bir yolu var sanki; B.A.M.K. diyorum ben kısaca; Boş ver Aman, Mazide Kalsın.