Günlerdir yazmıyorum, sosyal medyadan ve haberlerden takip ediyorum.
Gece uykularımı bölüyor. Uykudan korkuyla kalkıyorum. Sanki bir savaşın ortasında kalmışım.
Ben eylemlere katılmıyorum, şiddetin ortasında bulunmuyorum. Susuyorum çünkü yeterince söz kalabalığı yapan var.
Üzgünüm çocuklar, çizgi film yerine şiddet dolu haberleri seyrettirdiğimiz için...
Korkulu gözlerle " Anne Baba ne oluyor burada " sorup ve biz yetişkinler buna cevapsız kaldığımız için...
Gezi Parkı olayı bir iç savaşa döndü. Herkes korkar oldu. “Demokrasi” diyerek bütün parti mensupları olaylar hakkında kendilerine paye biçerek, parti bayraklarıyla meydanlara çıkıyor.
Açıkcası doğru bulmuyorum.
Yeşil alanı mı koruyacaklar yoksa siyaset mi yapacaklar?
Kendimizi değil, gelecek nesilleri düşünerek daha aklıselim olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Ne halkın ne de polislerin şiddet kullanmasını doğru buluyorum.
İsterim herkes çocukları ile piknik havasında Gezi Parkında bulunsun. Ne taş atmak, ne biber gazı atmak...
Bu savaş çığırtkanlığına artık son verilmeli. Her iki tarafın bir araya gelerek, açık bir şekilde taleplerini dile getirmeli.
Olmayacak bir şey değil. Ve bu nedenle yarın kırmızı giyinerek, herkesi barışı ve sevgiye davet ediyorum. Biz istersek sevgiyle nice Gezi Parklarımız olur. Umut olur, sevgi olur, barış olur ve mutluluk olur.
Tüm dostlara sevgiyle sarılıyorum...
Elif Gamze BOZO