Diyabet erişkinlerde daha sıklıkla görülen ve obeziteye bağlı, tip2 diyabet ise, kilo verme-beslenmenin düzeltilmesi-aktivitenin arttırılması ile geçebilir, kalıcı olmaz.
Ancak obezite devam eder, beslenme şartları düzeltilmez ve diyabet uzun süre devam ederse artık ağızdan kullandığımız oral antidiyabetik adını verdiğimiz ilaçlarda yetersiz kalır ve insulin tedavisine geçilir. Dolayısıyla tip 2 diyabet kalıcı hale geçer ve bu sefer göz, damar sistemi, böbrek gibi kalıcı zararlı etkilerinden korunmak için uğraş vermek zorunda kalırız.
Daha çok çocuklarda görülen ve insülin yapan hücrelerin tamamen tahrip olmasıyla ortaya çıkan tip1 diyabet ise kalıcı bir hastalıkdır. Tanı konar konmaz insülin tedavisine ihtiyaç gösterir, insülini kestiğiniz anda kan şekeri yükselir ve tedavi edilmezse çocuk komaya girer ve ölümle sonuçlanır. Ancak diyabetli ailelerin kafasını karıştıran bir durum vardır, buna biz balayı dönemi diyoruz.
Yeni tanı konmuş diyabetlilerde bazen insülin tedavisine ihtiyaç olmayacak kadar kan şekeri değerleri normale gelir; bunun sebebi insülin dalgılayan
ve %95 inden fazlası tahrip olmuş olan haücrelerin kalanlarının aşırı çalışması neticesi bir miktar insülin üretmeleridir. Ancak bu durum geçicidir ve bir süre sonra bu sağlam kalan hücrelerde iflas eder ve kan şekeri yeniden yükselir.
Bu dönemde hastalar diyabetim iyileşti şeklinde düşünmemelidirler.