CANLI YORUMLAR
ÇİĞDEM ALTINÖZ
ÇİĞDEM ALTINÖZ
Emekli

İMTİHAN

İnsan olmak
06.08.2013


“İmtihan, seni olgunlaştırmak için Allah’ın lütfettiği bir ikramdır”

Bu günlerde bu cümleyi hepimizin düşünmesi gerekiyor gibime geliyor.

Her birimizin ayrı ayrı sorunları var, hoşumuza gitmeyen gelişmeler, kamplaşmalar, inançsızlık, güvensizlik velhasıl adını her ne koyarsak koyalım beğenmediğimiz, yolunda gitmeyen bir dolu konu var.

Kimi siyasete vuruyor, kimi adalete. Kimi hükümete vuruyor, kimi askere.

Bazıları “ordu göreve” diye çığırtkanlık yapacak kadar akıl tutulması yaşarken, bazıları da  mahkeme sonucundan kendine bayram çıkarıyor.

Birinin üzüntüsünden kendine mutluluk yaratmak gibi akıl almaz bir bencilliğin olamayacağı ya da olmaması gerektiği gibi, bilerek, isteyerek sonuçları önceden düşünülüp planlamış üzücü olayları yaratan ya da yaratma çabasında olanların, birilerini üzme, mahvetme zevki ile kendinden geçmeleri de inanılmaz korkunçtur.

Memleketimizde huzur içinde, kardeşçe yaşamak varken birbirimizle dalaşmak kadar ahmakça bir tavır, olsa olsa düşmanlarımızın ellerini ovuşturmalarına yarar.

Mümkün olduğunca siyasetten uzak kalmaya çalışsam da ülkemin son yıllarda yaşadıklarına bakınca üzülüyor, belki de milletçe bir imtihandan geçiyoruz diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Vermekte olduğumuz sınav kimine göre demokrasi sınavı, kimine göre İslamcıların kendi darbelerini hazırlama sınavı, kimine göre gerçek kimliklerimizden adım adım uzaklaştırılarak  suni beyinlerle donatılmaya çalışıldığımız bir sınav, kimine göre de egemen güçlerin emperyalist arzularını tatmin adına üzerimizde oyunlar oynayarak kurmaya çalıştıkları bir gizli ve sinsi bir sınav.

Dışlama politikası ülkemizde yeni değil. Yıllardır bir kesim diğer bir kesimi dışladı durdu.

Anahtar kimde ise Süleyman oydu. Bilmem kaç kere gidip bilmem kaç kere dönen Süleyman ise bundan gurur duyuyor ama her ne hikmetse sağ gösterirken sol vuruyordu.

Birileri, bir diğerini evinden, yurdundan kovdu, dalından, yaprağından, örtüsünden, yaşmağından dem vurdu. Dışlananlar hep oldu. Partiler kapanıyor, partiler kuruluyor, koltuğa sımsıkı yapışanlar gidiyor, öyle ya da böyle o yeri dolduracak ferasette olmayanlar baş tacı ediliyordu. Gösteriş, sansasyon gırla giderken, meydanları dolduranlar, ellerinde bayraklarla yürüyor, satılmış televizyonlarda satın alınmış adamlar ahkâm kesiyordu.

Dışlanma tüm hızıyla sürerken seçimler oluyor, hesaplar, planlar altüst oluyor, “Vallahi ben o partiye oy vermedim diyenlere rağmen sokaktaki iki kişiden birinin yalan söylediği ortaya çıkıyor, yüzde elli diğer yüzde elliye şüpheyle bakıyordu.

Terör belası her geçen gün artıyor, kâh dağda, kâh şehirde bombalar patlıyordu. Dağdan inen şehirdekini vurdu, şehirdeki otobüstekini yaktı, al bayrağa sarılı şehitlere ağıtlar yakılırken bundan bile rant sağlamaya çalışanlar oldu.

Açılım derken seksenlik teyzeler Bağdat caddesinde şortla gezmeye başladı, kapanış derken dapdaracık eteği yandan derin yırtmaçlı ama başında hotoz gibi türbanlı, bol makyajlılar türedi. Velhasıl sapla saman karıştı durdu.

O arada Öcalan’a yenilenmiş bir hücre ve yeni mahkûm arkadaşlar sunuldu. Milletin bazı vekilleri ise teröristlere sınır kapısını açıyor, davul zurna eşliğinde halaylar çekiliyordu.

Din alimleri(!) bu karmaşada hiç boş durur mu, onlar da birbirine girdi, Kurban bayramında tavuk kurban edilir diyen de oldu, çıplak namaz kılınır diye konuşan da. Cübbeli Hoca Fatih Altaylı ile şen şakrak sohbetler ederken, dini bütün görünen birileri genç kızlara yaptıkları hayâsızlıktan ötürü hapsi boyluyordu. Bir kıyamettir gidiyordu.

Köydeki Ali ağa ise, kahvedeki sandalyesine yan oturup sigarasını tüttürürken memleketi kurtarıyordu. Herkes politikacıydı bizim memlekette. Bu arada “magandalar” düğün dernekte, maç sonrasında havalara ateş açıyor, nice yavrular kurban ediliyordu. Sözü diyen doğru demiş, “deliye her gün bayram” diye.

Gün oldu “Cumartesi anneleri” sokaklara oturdu, gün oldu aklı yerinde nice hanımefendi elinde pankart “rahimime karışma” diye yolları doldurdu. Dört eşli Maho ağa bu arada kırk çocuğuna devletten yardım alarak köşeyi dönüyordu. 

Sınavı-sınavları unuttum sanmayın. ÖSS, LGS,LYS, KPSS filan derken onlar da çorba oldu. Kimisi sorular çalınıp birilerine peşkeş çekildi dedi, kimileri bunlar Fetoşcuların işi dedi. Her ne olduysa oldu, başarı sıralaması çok önemli denilip durdu ama neticede olan, sıralaması güzel, puanı da yüksek olduğu halde istediği bölüme yerleşemeyenlere oldu.

Fethullah Gülen ise her konuşmasında gözyaşları döküyordu.

Dedim ya herkesin sınavı farklı idi ama hiç kimse bu sınavın tam olarak farkında olamıyordu.  İyi yapılan bir işi takdir etmenin adı “yalakalık”, yanlışı söylemeninki “döneklik” oldu. Köşe dönücüler ise dönecek yeni köşeleri ararken rüyalarına göre harita çiziyordu.

Aklıma gelenleri sıralamaya çalıştım. Elbette eksiklerim de vardır. Yazım uzayarak devam edecekken noktayı kızım koydu, başını omzuma yaslayıp bana bir soru sordu.

-Anne ben ne zaman bu down sendromundan kurtulup, sizler gibi normal insan olacağım?

Olma Meleğim, bari sen normal insan olma diyesim geldi.

YAZARLAR
OBEZİTENİN ÖNLENMESİ İÇİN
ANA RAHMİNE HASRET
BOŞANMA SÜRECİNİN ARDINDAN
GEBELİK ŞEKERİ
BOŞANMA SEBEPLERİ II
12 KASIM HAFTASI
İYİ OLMAYAN YABANCILAR VAR
SEVGİ,FEDAKÂRLIK,BAĞIMLILIK
DETOKS SEBZE VE MEYVELERİ
MİNİK DOSTUNUZLA TATİLDE
BEBEKLER İÇİN YEMEKLER
NEFES ALMA PROBLEMLERİ
KOL ESTETİĞİ
SORULARINIZ VE YANITLARI 22

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :