Geçtiğimiz günlere damgasını vuran bir haber üzerine yazmak istedim. Konya'nın Beyşehir İlçesi'nde down sendromlu 29 yaşındaki İsmail ‘in, daha iyi eğitim görmesi için gönderildiği özel rehabilitasyon merkezinde firma sahibinin öğretmen olan eşi tarafından tekme tokat dövülüp yerlerde sürüklendiği haberi hepimizin içini burktu.
Olayın güvenlik kameralarına yansıması, o merkezde çalışan bir öğretmenin suç duyurusunda bulunması üzerine hem İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, hem de Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Sonrasında malum şahıs gözaltına alındı, ifade vesaire derken tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Olayın cereyan ettiği yer “Bir İnci Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'ydi”. Merkezi kuran, yöneten hanımefendi herhalde ne umutlarla kurmuş ve bin bir emekle yürütmeye uğraşmıştı bu merkezi. Belki diğerlerinden bir adım önce olacağını düşündüğü için , ya da çocukların inci tanesi gibi kıymetli varlıklar olduğunu düşündüğü için özene bezene seçmişti işyerinin adını. Belki rakipleri vardı ve onlardan önde olmak için çaba sarf ediyordu. Acaba
eşinin kendini kaybetmesi sonucu üzerine titrediği merkezi bir anda birinci ligden düşecek, daha da beteri herkesin gönlünde sonuncu olacak, lekelenecek gibi olumsuzluklar hiç aklına gelir miydi?
İsmail’e kalkan el adeta hepimizin suratına indi. İsmail değildi yerlerde yuvarlanan, insanlıktı. Acaba İsmail bilmeden kötü bir söz söylemişti de adam o sebeple mi delirmişti? Ya da sözünü dinlemediği için kendince azıcık korkutmaya mı çalışmıştı? Sınıfta ne olmuştu da dışarıya çıkarılmıştı?
Empati yapmaya çabalıyorum, ama olmuyor.
Yayınlanan videoyu defalarca seyrettim içim acıyarak. Görüntülerin tamamı kaç dakikadır, olay nasıl sonlanmıştır bilemiyoruz ama itilip kakılan, yere düşen İsmail (hatalı bile olsa) bunu asla hak etmiyor.
Dayak, yüzyıllardır süregelen onulmaz, onarılmaz, tedavi edilemez bir hastalık gibi. Cahiller dayak atar, eğitimliler atmaz diye bir ayırım yapmak imkansız. Güçlünün zayıfı ezme arzusu, bu tür arzuların tatmini demek de doğru olmaz. Nice cahil insanlar var karıncayı ezmeye çekinir, nice diplomalı, toplumda kabul görmüş zevat var eli havada olan.
Dönüşüm konağı isimli sitede dayak ve saldırganlık üzerine İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Doğan Şahin ile bir söyleşi yapılmış. Oradan aldığım bazı bölümleri sizlerle paylaşmak isterim. Yazının tamamını ilgili siteyi inceleyip bulabilirsiniz.
Birine dayak atmak psikolojik bozukluk mu, yani hastalık mıdır, tedavisi mümkün mü?
Bu kadar yaygın olan bir şey hastalıktan ziyade insanın genel bir davranışı olsa gerek. Elbette dayak atan ya da şiddete başvuran bazı kişiler psikolojik olarak sorunları olan kimselerdir. Meselâ antisosyaller, sadistik karakter patolojisi gösterenler ve bazı psikotiklerle zekâ problemi olan kimselerde şiddet davranışı daha sık görülür, ancak her dayak atanın hasta olduğu söylenemez. Hangi hastalık nedeniyle dayak attığına bağlıdır. Meselâ kişilik bozukluklarına bağlı şiddet davranışlarının tedavisi uzun sürer, psikotiklerde görülen şiddet davranışları kısa sürede kontrol altına alınabilir. Antisosyal kişilik bozuklukları; genellikle tedavi için başvurmaz ya da başkalarının ısrarıyla başlasalar bile çoğu tedaviye devam etmez.
Ne tür psikolojik bozukluğu bulunan kişilerde dayak atma eğilimi artar?
Nadir görülen tıbbi hipergonadizm; testosteron fazlalığı bulunanlar ve genetik olarak XYY kromozom anomalisi gibi olan kişiler, antisosyal kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu ve sadistik kişilik bozukluğu vakaları, en sık şiddet davranışı gösterebilen kişilerdir. Bunun yanında psikozların alevlenme dönemlerinde şiddet davranışında artma olabilir. Bazen manik nöbetler sırasında şiddet davranışları artabilir.
İnsan genetik olarak dayağa meyilli olabilir mi?
Genel olarak şiddet davranışı gösterirler. Nadir görülen bir hastalıktır. Henüz anne karnına girmeden sperm hücresi bölünmesi sırasında ortaya çıkar. Bilindiği gibi erkekler, XY kromozomundan oluşurlar. Ancak tek bir Y kromozomunun fazlalığı yani XYY oluşumu bu sorunu ortaya çıkartır. Bu kişiler tepkilerini şiddetle ortaya koyarlar, hatta cinayet işlemeye bile daha meyillidirler. Bazı erkeklerde bu nedenle zekâ geriliği de görülebilir ancak çok şart bir durum değildir. Kadınlarda bu sorun görülmez. Kadınlar XX kromozomundan oluşurlar, onlarda bir X fazla olduğu zaman genellikle zekâ geriliği sorunu ortaya çıkar. Kromozom anomalisinin tedavi edilmesi mümkün değil. Ancak hastanın belirtilerinin tedavi edilmesi ve azaltılması mümkün. Şiddet davranışlarını yatıştırıcı ilaçlar veriyoruz.
Dayağın bahanesi olur mu?
Bahanesi olur da, dayağı haklı gösterecek bir gerekçe olmaz.
Evet, aynen öyle. Eli havada olan her kim olursa olsun, bahanesi de hazırdır. Ancak bahaneler ne kadar çok olursa olsun yarattığı şiddeti haklı göstermeye yetmeyecektir.