1. Çocuklarda yetersiz sıvı tüketimi fiziksel ve zihinsel performansı nasıl etkiler?
Çocuklarda yetersiz sıvı tüketimini, erişkinlerden daha sık görüyoruz. Bunun en önemli nedenlerinden biri çocuğun sıvı ihtiyacının, erişkin göre daha fazla olmasıdır. İnsan vücudunun önemli bir bileşeni de sudur. Bebeklikte bu oran yüzde 80 gibi bir oranla çok yüksektir. Erişkin yaş grubunda, bu oran yüzde 50-60 civarına kadar geriler. Ancak yine de vücut kompozisyonundaki en önemli besin öğesi olma özelliğini sürdürür. Yaşamın sürdürülebilmesi için her canlı bu oranı korumak zorundadır. Korunmasız bir canlı olan bebek için bu sorumluluğu anne-babası taşır. Anne-babalar bu konuda bilgili ve bilinçli olmalıdır.
Vücuttaki su dengesinin sağlıklı sürdürülmesi, olağanüstü bir mekanizma ile garanti altına alınmış bir fizyolojik süreçtir. Sıvı alımı azalıp, sıvı kaybı arttığında bu hassas mekanizma çalışmaya başlar. Ortaya çıkan susuzluk hissi canlıyı su içmeye yönlendirir, adeta tehlikeyi bildiren siren sesidir. Tehlike ise, vücudun susuz kalması kısaca vücuttaki su oranının korunamamasıdır.
Bütün bu nedenlerle, bazı hastalıkları içeren çok özel koşullar olmadığında, susuzluk zihinsel ve fiziksel performansı etkileyecek düzeyde değişkenlik göstermez. Ancak klinik olarak susuzluk belirtileri ortaya çıkmadan önceki dönemde, sıvı alımının yetersizliği yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı gibi belirtilere neden olarak, fizyolojik ve zihinsel fonksiyonları olumsuz etkileyebilir.
2. Sıvı tüketiminde akıllı tercihler nelerdir?
Bir bebek, dünyaya geldiğinde organ ve sistemlerinin gelişmişliği erişkin özelliklerinde değildir. Bu nedenle, bebeğin sahip olduğu özelliklere uygun tek besin anne sütüdür. Hayatın ilk altı ayında anne sütü bebeğin beslenmesinde gerekli olan her şeyi en uygun miktardave bileşimde sağlar. Bebeğin anne sütü dışında hiçbir ek gıdaya ihtiyacı yoktur. Çok özel durumlar söz konusu olmadığı sürece ilk altı ayda hem beslenmesi hem de sıvı ihtiyacının karşılanması için anne sütü yeter.
Bu özel koşullar nelerdir? Eğer bebekte ishal var ve çok sık, sulu dışkılıyorsa ya da sık sık kusuyorsa veya hava aşırı derecede çok sıcak ise, bebeğin sıvı kaybı fazla olur. Bu durumda doktora danışılmalıdır.
İlk altı ay boyunca sadece anne sütüyle beslenen bebek, altıncı aydan itibaren önemli bir döneme girer. Yaklaşık altı ay sürecek bu yeni dönemde bebek bir yandan anne sütü almaya devam ederken diğer yandan da ek besinlere alışmalıdır. Ek besinler anne sütünden kıvam olarak daha yoğun besinler olmalıdır.
3. Bebeğin yediği ek besinlerin miktarı arttıkça ve kıvamı da daha da katılaştıkça sıvı ihtiyacı da artar. Bu dönemde artık sıvı da verilmesi gerekir. Bu dönemde sağlıklı sıvılar nelerdir?
Tercih edilebilecek sağlıklı sıvıların başında doğal olarak su gelir. Kullanılan suyun temizliği de içerdiği elektrolit yükü de önemlidir. Her koşulda suyun temiz ve mikropsuz olduğundan emin olmak gerekir. Ancak ilk aşıları tamamlandığı için artık kaynatılmasına gerek olmayabilir. Bebeğin içeceği su, “düşük mineralli su” olmalı, küçük hacimlerde satılan ambalajlar tercih edilmelidir. Suyun güneşte kalmaması da önemlidir.
Bu dönemde bebeğin içebileceği diğer sıvı da meyve sularıdır. Meyve suları hazır meyve suyu olmamalıdır. Daima taze meyveden taze olarak hazırlanmalıdır. Bekletmeden içirilmelidir. Ve kalan meyve suyu da bekledikten sonra tekrar bebeğe verilmemelidir. Meyve suyu da bir ek besindir. Bu nedenle ilk denendiğinde az miktarda içirilmeli, bebekte bir sorun olmadığından emin olduktan sonra, içirilen miktar arttırılmalıdır. Bu dönemde içebileceği günlük meyve suyu (1-6 yaş grubunda)miktarı 120-180 ml ile 7-18 yaş grubunda ise günlük meyve suyu tüketimi 240 – 360 ml ile sınırlandırılmalıdır.
Bebekler 6-12 aylık dönemde bir de ayran içebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu, bebekte inek sütü alerjisi olup olmadığıdır. Eğe bebekte inek sütü alerjisi var ise süt ve süt ürünleri tüketmemelidir. Bu nedenle ayran içmesi de sıkıntı yaratır. Ancak inek sütü alerjisi yok ise bebek yoğurt yiyebileceği gibi ayran da içebilir. Ayran daima taze hazırlanmalı, hazır ayran tercih edilmemelidir. Evde hazırlanan ayrana tuz ilave edilmemelidir.
Bir yaşından sonra çocuklar, inek sütü de içebilirler. Daima pastörize süt tercih edilmeli, sokak sütü kullanılmamalıdır. Bir yaşından sonra meyve suları meyve suyu karışımları şeklinde veya meyve-sebze suyu karışımları şeklinde de verilebilir. Ancak çocuk meyvelerin doğal lezzetlerini de öğrenmeli, damak lezzeti geliştirebilmelidir.
Tüm çocukluk yaş grubunu genelleyecek olursak sağlıklı içecekle anne sütü, su, taze meyve suyu ve karışımları, ayran ve süt olarak özetlenebilir.
4. Sebze- meyve yemeyen bebekler/çocuklar için annelere öneriniz nedir?
Bebeklerin/Çocukların meyve ve sebze tüketimi konusunda, çocuk beslenmesi konusunda dünyada söz sahibi olan kurumların önerilerine baktığımızda, sağlıklı beslenebilmeleri için çocukların günde toplam 5-9 değişim (değişim = yaş gruplarına uygun porsiyon miktarı) meyve ve sebze tüketmelerinin önerildiğini görüyoruz. Ancak, yine tüm dünyada benzer şekilde çocuklar özellikle sebze olmak üzere, hem sebze hem de meyve tüketiminde yetersiz kalıyorlar. Yeteri kadar sebze ve meyve tüketemiyorlar. Çoğu sevmiyor ve yemek istemiyor.
Kimi bazı meyve ve sebzeleri tercih ediyor, diğerlerini yemeği reddediyor. Bu nedenlerle de çocuklar günlük almaları gereken miktarda sebze ve meyve tüketemiyorlar.
Beslenme yönünden baktığımızda sebze ve meyveler aynı grupta yer alırlar. Genellikle pişirilerek tüketilen bitkilere sebze, çiğ yenilenlere ise meyve denir. Önemli olmalarının nedeni de vitamin, mineral ve lif kaynağı olmalarıdır. Ayrıca bazı sebzelerde kalsiyum bazı sebzelerde ise demir ve diğer mineraller zengindir. İçerdikleri besin öğelerinden özellikle de vitaminlerden daha fazla yarar sağlayabilmeleri için çocukların sebzeleri de olabildiğince çiğ tüketmeleri tercih edilir. Ancak bu özellik kültürler arasında değişiklik gösterir. Türk mutfağında sebzeler sıklıkla pişirilerek tüketilir. Bu durumda vitamin içerikleri olumsuz etkilense de tüm besin öğelerini de kaybetmezler.
Çocukların sebze-meyve tüketimlerinin önündeki bir diğer engel de çocukların ıslak lezzetleri tercih etmemesidir. Her çocuk geçerli olmamakla birlikte genellikle çocuklar ıslak lezzetleri sevmezler. Bu durumda anne sebzeyi daha kuru lezzetler halinde sunmak için gayret göstermelidir. Ki bu da zor değildir.
Çocuklarda sebze-meyve tüketimi artırmanın bir diğer yolu da bunları uygun karışımlar haline getirerek lezzetli içecekler halinde sunmaktır. Bazı çocuklar için oldukça pratik bir yaklaşımdır. Bu durumda hem sıvı alımları hem de sebze-meyve tüketimleri arttırılmış olur.
Ancak diğer yandan sebze yemeklerini ve meyveleri de tüketmeleri sağlanmalı, devam edilmelidir.
İşte bütün bu nedenlerle, özellikle sebze ve meyve tüketiminde sıkıntı yaşayan, yemek istemeyen ya da yeteri kadar yemeyen-yiyemeyen bebeklere, çocuklara söz konusu meyve-sebzeler koyu kıvamlı sıvılar olarak, “smoothie” olarak verilebilir. Bu özellikteki besleyici sıvılara yoğurt ve süt ilave edilebilir. Bu durumda hazırlanan besin daha da besleyici olur.
Protein, enerji ve kalsiyum içeriği artar.
5. Çocuklara sıvı tüketimi alışkanlığı nasıl kazandırılır?
Diğer pek çok konuda olduğu gibi çocuklarda sıvı tüketimi-su içme alışkanlığı erken yaş gruplarında kazandırılmalıdır. İlk altı ay süreyle anne sütü emdiği dönemde özel bir sıvı içmesine gerek yoktur. İkinci altı aylık dönemde katı besin tüketmeye başladıktan sonra yemekten sonraki saatlerde ikinci öğüne yarım saat kalana kadar aralıklı olarak bebeğe su teklif etmek önemlidir. Ancak, yemek arasında su içirmek veya yutmasını sağlamak için her kaşıktan sonar su içirmek sağlıklı uygulamalar değildir. Ayrıca su teklif ettiğinizde içmediği zaman zorlamak da doğru değildir.
Bebek bir yaşından sonra yürümeğe başlar. İşte bu dönemde suyu bebek için erişilir kılmak gerekir. Çocuk susuzluğunu hissettiğinde suyu hatırlaması ve istediği zaman da içebilmesi için su çocuk için kolay ulaşılabilir olmalıdır. Bu daha sonraki yaş gruplarında da çok önemlidir.
İngiltere’de yapılan araştırmada okula giden çocuklara derste su içme izni verildiğinde ve gerek sınıflarına gerekse okula su sebilleri konduğunda çocukların su tüketimlerinin arttığı görülmüştür.
Üzerinde durulması gereken bir diğer konu da ebeveynin sıvı-su tüketimi ile örnek olmasıdır.
Çocuklar gördüklerini öğrenir ve uygularlar. Bu nedenle ebeveynler sağlıklı sıvı tüketimi alışkanlığının gelişmesinde örnek olmalıdırlar. Bu nedenle de tercih ettikleri sıvının özelliğine dikkat etmelidirler. Yemekte kola içen anne-babanın çocuğu da kola içmeyi öğrenir. Bütün bu nedenlerle evde sağlıklı sıvılar bulunmalı ve tüketilmelidir. Şeker katkılı, aromalı içecekler sağlıklı değildir.