Ölmüş bi doktor vardi onun muayehanesinden kitapları aldik. Ermeni yada Rum...

Muhtemelen karısı kitapları kolilerken bir tane mavi kapaklı fransızca bi tıp kitabını istedi bu dursun dedi. Bütün rafları boşalttık, bileklerim çok ince yük taşımak harcım değil onu farkediyorum. Neyse kadın kitaba baktı, baktı, baktı derin bir iç çekip gözlüklerini çıkardı. 

Tüm kitaplar bittiğinden sorma gereği duydum bu kalsın mı hanımefendi? Kalsın  dedi. Döndüm arkamı köşedeki manavın kırk yaşındaki çırağı Pireden aldığımız siyah battal poşetlerden birini göğüsledim ilk iki poşeti birinci kattan zemine, merdivenlerden inerek götürdüm nefes nefese kaldım. Burun deliklerim büyüdü birden diğerlerini asansöre yükledim 1 den 0 a.

Hüseyin abi içeride evde olan antika mobilyaların pazarlığını yapıyordu, tüm yükü Şişli'de bi kaldırıma indirdim, nakliyeci Kadir abiyi beklemeye koyulduk, çakalın önde gideni. Tüm günü yoksulluktan ve çok çalışmaktan şikayet ederek geçen tipik bir metropol köylüsü. Geldi, yükledik. İki sokak ötedeki dükkana yürüdük bi sigara yaktik. Kadir geldi. Malları indirdik kitaplari yani... Pazartesi doktor gelecek, muayehane açıyormuş, dekor olsun diye bakarmış bunlara neyse üçüncü birayı almak için tekele gidiyorum,vtekelin dostu meymenetsiz karı oradadır kimse sevmiyor sokakta onu beni görünce gülümsüyor hoşuma da gitmiyor değil hani.

Son 30 A ya yetişmek için kalktım yerimden Abide-i Hürriyet'ten Büyükdere caddesine geçtim.  Bir ambulans siren çalmadan gecti yanımdan taksiler vızır vızır,  ileride bir kadın karşıya geçmek isterken vazgeçti, geriye çekti sağ ayağını trafiğin yavaşlamasını bekledi. Seyrelince trafik karşıya geçti ben hala bekliyorum saat yarima buçuk kala otobüs bekliyorum. Gelmeyebilir onu da biliyorum.

Neyse beklemeyi severim bilirsin sabır mevzu bahis olduğunda değme dervişe hırkasını ters giydiririm. Namaza giderken badem bıyık kardeşini dükkana bırakan tekel açık mı acaba bi bira daha içsem rahat uyurum, yarın pazar var ucunda da yevmiye. Taksiye binersem bu gece içtiğim ve taksi param yarın pazarda çıkar fakat bunlardan feragat etmeliyim artık.  

Taksiler tahrik aletleri üç senemi para karşılığında verdiğim ofisin önünde otobüs bekliyorum.  Elimi cebime atıp anahtarla oynuyorum bu bi minisbüsçünün bozuk metal paralarla oynamasına eş değer bir haz ve sinir bozukluğu.  Otobüs hala gelmedi. Arada seni düşünüyorum içimde bir yarık oluşuyor . İçimde yarılmalara sebep oluyorsun tüm hakkaniyetli kadınlar gibi. Telefon markaları akıl hastanesi bankalar. Köşede diva denilen kadının sahne aldığı mekandan sigara içmeye çıkmış insancıklar. Otobüs geldi bindim. Kuruşlar kaldı kartımda bir yolculuğa yetmeyen. Tekel açık olsun lütfen.  Orta kapıyı açabilir kaptan.

İnsanlar sabırsız mahluklar indiler yirmi metre kala.  Erken boşalan bir otobüsle yol alıyorum eve doğru.  Camın dışında annesini ve ablasını dinlemeyen bir arap çocuk turistliğin keyfini çıkarıyor,  dans ediyor kendince, annesi durup eliyle işaret ediyor boynunu cellattan kurtarmış bir mahkum gibi isyan ediyor düzene.  Kırmızı ışıktayız şu an biri yetişmeye çalışıyor otobüse.  Kimsenin uyanamadığı bir rüya gibi bu şehir.  Bakmayın içtiğime herkes sarhoş herkes tek gibi.

Eve geldim başımıza daha ne gelebilir yaşarken diye düşündüm. Az ötede bir bomba patladı ırgalamadım. Başım düştü dalından yastığa. Seninle aynı saksıya sığabiliriz diye düşünüyorum. Dünyayı daha yaşanılır bi yer yapmak gibi hayallerim yok. Kavanozumuzda ikimize yetecek kadar acı olsa yeter.