Sanki hikâyelerini anlatırken küçük bedeninde onları yeniden yaşıyor, gözlerinin içi parlıyor.
Adını Kurtuluş semtinin eski kadim ismi Tatavla’dan alan “Tatavla Meyhanesi”. Sanki meyhane yitip gitmiş Tatavla’yı kendisinde yaşatmak istiyor. Duvarlarına asılı siyah beyaz İstanbul fotoğrafları eski kartpostallardaki resimleri çağrıştırıyor. Küçük iç mekânı ve ahşap sandalyeleri ise semtin dar sokakları ile tarihi evlerini, kim bilir.
Dışarıda bir masaya oturuyoruz. Mezeler geliyor, rakılar koyuluyor. Kediler, siyaset ve eğitimden söz ediyoruz. Hayvan ile insan sevgisini önce hissediyor sonra bunlar hakkında konuşuyor. Sanki onlara dair hikâyelerini paylaşırken küçük bedeninde onları tekrar yaşıyor, gözlerinin içi parlıyor. Konuştukça bir yanlışı düzeltircesine açan bir çiçek gibi duruyor**. Gülümseyerek dinliyorum.
* Cemal Süreyya-“Aşk…” şiirinden.
**Cemal Süreyya-“Bir Çiçek” şiiri, “Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,/Bir yanlışı düzeltircesine açmış;”