CANLI YORUMLAR
DR. PELİN IŞINTAN
DR. PELİN IŞINTAN
Medeni Hukuk Öğretim Üyesi

BOŞANMANIN MALİ SONUÇLARI

II : YOKSULLUK NAFAKASI
20.01.2012

Boşanmanın mali sonuçlarından bir başkası yoksulluk nafakasıdır. Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek tarafın diğer taraftan talep edebileceği bir katkı payıdır. Buradan da anlaşılacağı üzere, yoksulluk nafakası boşanma sonrasında bir eşin diğerinin geçimine katkıda bulunmasını sağlar. Bu açıdan çocukların geçimine katkı olarak verilen iştirak nafakasından farklıdır. Bir başka fark da talep ile ilgilidir. Yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için mutlaka bunu isteyen kişinin hakimden talepte bulunması gerekirken, iştirak nafakasını hakim kendiliğinden karara bağlar. Yoksulluk nafakası ile ilgili talep boşanma davası sırasında ileri sürülebileceği gibi, ayrı bir dava ile de ileri sürülebilir. Ancak anlaşmalı boşanma denilen boşanma türünde, tarafların yaptıkları anlaşmanın boşanmanın mali sonuçlarını da kapsaması gerektiğinden, yoksulluk nafakasının anlaşma metninde yer alması şarttır. Aksi takdirde hüküm kesinleştikten sonra nafakaya yönelik bir talep ileri sürülemez.

Yoksulluk nafakası talep edilmesinin ilk şartı boşanma yüzünden yoksulluğa düşülmesidir. Burada erkek veya kadın eş arasında bir fark gözetilmemiştir. Hem kadın hem erkek eşit olarak bu imkandan yararlanabilecektir. Yoksulluk kavramından ne anlaşılması gerektiği yargı kararları aracılığıyla belirlenmektedir. Bu kapsamda yeme, giyinme, barınma, sağlık, kültür, ulaşım, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olarak kabul edildiği görülmektedir. Bu bağlamda bir kişi ücretli olarak çalışması veya bir malvarlığına sahip olması  kendiliğinden yoksulluk nafakası bağlanması için engel teşkil etmez. Bu ücret ve mal varlığı onu yoksulluktan kurtarmıyor ve geçinip yaşamasına olanak sağlamıyorsa diğer koşulların da varlığı halinde yoksulluk nafakası bağlanabilir.

Kusur durumu yoksulluk nafakasında da önem arz etmektedir. Şu kadar ki, yoksulluk nafakası ödeyecek kişinin, yani nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz; fakat talepte bulunan kişinin kusursuz ya da daha az kusurlu olması gerekir. Bu açıdan yoksulluk nafakasında kusur durumunun tespiti maddi ve manevi tazminat davalarından bir farklılık gösterir. Boşanmaya kusuruyla neden olmuş kişi lehine, bu kişi boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek dahi olsa nafakaya hükmedilemez. Bununla birlikte, eşit kusur halinde yoksulluğa düşecek eş lehine nafakaya hükmedildiği görülmektedir.

Yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesinde öncelik arz eden husus nafaka yükümlüsünün ödeme gücüdür. Yükümlünün kendisi de yukarıda bahsedildiği şekilde temel ihtiyaçlarını karşılama gücünden yoksunsa, yoksulluk nafakasına hükmedilmez. Bununla birlikte, ödeme gücü yüksek dahi olsa, nafaka, karşı tarafın yoksulluğa düşmesini engelleyecek bir miktarda olacaktır. Buradaki amaç, kişinin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmesinin engellenmesidir, yoksa evlilik esnasındaki hayat standardının devam etmesi değildir. Nafaka miktarı daha sonradan değişen durumlar nedeniyle artırılıp azaltılabilir.

Kural olarak yoksulluk nafakası bir süreye bağlı değildir. Ancak alacaklı tarafın yeniden evlenmesi veya birisiyle evlenmeden birlikte yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması, haysiyetsiz hayat sürülmesi gibi nedenlerle kaldırılabilir. Alacaklı ya da borçlunun ölmesi de nafakayı sona erdirir.   


Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :