"Erkekler sadece seks için aldatır."
Erkeklerin aldatmasına dair en çok duyduğumuz cümledir. Erkeklerin cinselliğe, kadınlardan daha çok önem verdiği aşikar ancak bu aldatmalarının birincil nedeni değil. Peki neden aldatır veya aldatılırız?
İnsanların aldatma sebepleri, ilişkilerin monotonlaşması, birbirlerinin duygusal veya fiziksel istek ve ihtiyaçlarını karşıla(ya)maması, iletişim sorunları, intikam isteği, ilişkiyi bitirme isteği gibi sebepler olabilir. İçinde bulunduğu ilişkide ilgi, sevgi veya saygı görmeyen ;(ya da görmediğini düşünen) erkek ya da kadın aldatma yolunu seçebilir. Erkeğin aldatma yolunu seçme nedenleri arasında; ego tatmini, yaptığının yanına kalacak olması (kadının affedecek olması ya da kadının erkeğe ekonomik ve benzeri sebeplerden bağımlı olması), heyecan arayışı ve erkeğin tek gecelik ilişkiyi aldatma olarak yorumlamaması da sayılabilir.
Kadınların aldatma sebepleri erkeklere göre daha duygusal nedenlerden ortaya çıkabilir: Erkeğin yeterince ilgi - sevgi göstermediği durumlarda, kadının aşırı kıskanıldığı veya baskı altında tutulduğu ilişkilerde, erkeğin uzun süre evden ayrı kaldığı durumlarda, kadının isteği dışındaki evliliklerde, kadının eşi tarafından aşağılandığı veya evliliğinde cinsel tatminsizlik yaşadığı zamanlarda aldatma gerçekleşebilir.
Aldatmanın tanımı ve ele alınması konusu da aynı derecede çeşitli ve içinde yaşanılan kültüre son derece bağlı bir konudur. Bazı kültürlerde, karşı cinsle gözgöze gelmek bile ciddi sorun teşkil ederken, bazılarında bir miktar fiziksel temas hoş karşılanabilmektedir. Unutulmamalıdır ki, kişinin aldatması ve partnerinin buna göstereceği tepki, partnere duyulan özlem, kıskançlık ve kaybetme korkusu kadar, kültürümüzde son derece sık duyduğumuz "Elalem ne der?" sözüyle özetlenebilecek, evlilik bağının toplum gözündeki önemine de bağlıdır . Partneriniz, eşiniz, arkadaşınızın sadakatinden siz emin olabilirsiniz, fakat toplumun muhafazakar yapısı bu anlayışınızla örtüşmeyebilir. Veya tam tersi, partnerinizin davranışını kabul edilemez bulduğunuz hallerde, toplum son derece kayıtsız yaklaşabilir.
Partnerin sakakatsizliği birçok farklı nedene dayalı olabileceği gibi, sadakatsizliği hoş görüp görmemek, beraberliğin bundan nasıl etkileneceği de aynı derecede karmaşık ve aslında şahsi konulardır. Oysa aldatılan veya aldatıldığından şüphe eden taraf, konuyu vakit geçirmeden dostlarına, ailesine anlatır, onların fikrini sorup danışmak, derdini anlatmak, duygusal destek almak ister. Aldığı görüşlerin ağırlığına göre bir davranış belirlemeye, partnerini "hizaya sokmaya" ve beraberliğini korumaya çalışır. Ve farkında olmadan, aslında partneriyle birebir çözmesi gereken, yıllarını birlikte geçirdiği, aynı yastığa baş koyduğu, belki ortak çocuklarının, mal varlığının olduğu partneriyle çözmesi gereken meseleyi kamu meselesi haline getirir. Birebir, sakince konuşarak anlayabileceği, belki de çözüm bulabileceği bir konuyu, eskilerin tabiriyle "ayyuka çıkarmış" olur. Partnerini sonradan affetmek istese bile, çevresi tarafından aldatanı affetmiş konuma düşmeyi istemez, geri dönülemez, tamir edilemez bir noktaya gelebilir.
Günümüzde giderek zorlaşan hayat şartlarıyla bir tek değil, iki kişi birlikte başa çıkmak elbette daha kolay. Hayat şartlarıyla uğraşıp, kendimize toplumda bir yer edinmeye çalışırken, bizimle birlikte olacağına, sırtımızı kollayacağına söz veren kişinin, ne şekilde olursa olsun sadakatsizliği de son derece can sıkıcı, bazılarımız için duygusal açıdan yıkıcı bir durum. Yine de bu hali sakince ele almak, karşı tarafın nedenlerini, motivasyonlarını anlamak ve şartları kendimizce değerlendirip gerekli çözümü uygulamak daha yapıcı bir çözüm olacaktır.