Fark ettiğim şey şu ki; oğlum bütün huysuzluğunu bana yapıyor...
Rumuz erkekannesi: Merhaba Ahmet Bey... Benim 2 yaşında bir oğlum var..31 yaşındayım ve ordu da yaşıyorum. Aynı zamanda 4 aylık hamileyim. Çalışan bir anneyim. Ayrıca çok okuyan, araştıran (hatta belki fazla araştırıp kendi kafasını karıştıran:)), eskiden beri psikolojiye, özellikle çocuk psikolojisine ilgi duyan ve bunları okumaktan zevk alan biriyim... Her anne gibi ben de çocuğumu iyi yetiştirmek istiyorum. İlerde keyifli, sıcak bir ilişkimiz olsun, bunun yanında sorumluluk sahibi ve düzgün bir insan olsun istiyorum... Genel olarak annelik konusunda iyi idare ettiğimi düşünüyorum ama muhakkak ki benim de hatalarım, eksiklerim var, sabrımın az olduğu, yorgun olduğum zamanlar var vs. Dediğim gibi hamileyim, ancak oğluma henüz kardeşiyle ilgili çok fazla şey söylemiyorum, işin aslı söylesem de çok fazla algılayacağını zannetmiyorum ve onu yoğun olarak bu duruma hazırlamaya çalışıp, daha sonra doğduktan sonra kardeşini daha az kıskansın şeklinde beklentiye de girmek istemiyorum... Yine de çevremdekilerle konuşmalardan karnımda bir bebek olduğu fikrini kendince edinmiş durumda sanırım. biliyorum ki kıskanacak, zor zamanlarımız olacak, bazen başedemediğimi düşüneceğim, bazen suçluluk hissedeceğim, bazen de keyifle onları izleyeceğim... Dileğim iki yakın kardeş olarak hayatlarını sürdürmeleri ve buna vesile olmak. Belki de başka detaylara daldım... Sormak istediğim, malum oğlum inatlaşma döneminde ve biz ebeveynler için de çocuk için de bu, zorlayıcı bir dönem... Ancak bu ara net olarak fark ettiğim şey şu ki; oğlum bütün huysuzluğunu bana yapıyor..Bakıcısıyla zıtlaşmıyor..Babasının onu bakması gerekse onunla zıtlaşmıyor, bezini değiştirmek, üstünü giymek-çıkarmak gibi konularda itiraz etmiyor..Ancak evde ben varsam sürekli mızmız, bez, kıyafet, banyo her konuda ayrı ayrı yarım saatlik bir itiraz etme-ikna etme durumumuz var..yani aynı şeyleri ben yaptıracaksam itiraz ediyor. Ya bir şekilde gönlünü yapmam gerekiyor ya da hiç yaptırmıyor... Ben de bazen babasına yaptırmaya başladım, sana itiraz etmiyor diyerek. Beni düşündüren bunu tam anlamlandıramamış olmak... Acaba çalışıyor olmamdan ve hamilelik dolayısıyla yorgun hissetmemden dolayı bana tepki mi gösteriyor, yoksa bana nazı geçiyor da başkalarına çekinip yapamadığı itirazı bana mı yapıyor?Çalışan annelerden çok duyduğum bir şey, çocuğun anne yokken gayet sakin anne geldiğindeyse çok hareketli ve söz dinlemez olması. Çok sert bir anne değilim, bağırıp çağırmamaya özen gösteriyorum, tabiiki hiç olmuyor değil ama çocuğumu gözlemleyerek manevra aldığım durumlar oluyor. Acaba ona karşı yaklaşımımda bir yanlışlık olduğundan mı yoksa bana karşı kendini daha rahat hissettiğinden mi böyle yapıyor oğlum bunu anlamak istiyorum... Yorumlarsanız sevinirim... Çok teşekkürler...
Merhaba erkekannesi, 2 yaşındaki oğlunuzun gelişimsel olarak, çok inatlaştığı bir psikososyal dönemden geçtiğinin siz zaten farkındasınız. Bu yaş dönemindeki çocuk, inatlaşarak aslında sizden farklı bir birey olduğunu, kendi duygu, düşünce ve isteklerinin olduğunu dile getirmeye çalışır. İnatlaştığı kişinin daha çok siz olmanız, aslında ayrışmaya ve kendisinden bağımsızlaşarak bireyselleşmeye çalıştığı kişinin de “anne” olmasıyla ilişkili olabilir. Bunun yanı sıra, oğlunuz sizinle güvenli olmayan bir bağlanma ilişkisi geliştirmiş ve size öfkesini bu yolla ifade ediyor olabilir. Oğlunuz sizinle inatlaşmaya başladığında, bu çatışmaya girmekten kaçmak yerine, kararlı ve sakin bir şekilde onunla konuşmalı ve onu ikna etmeye çalışmalısınız. Bunu yaparken, evde geçerli olan disiplin kurallarının değişmediğini ona hissettirmeli ancak zorlayıcı olmamalısınız. Örneğin size de onunla inatlaşmayın. Eğer öfke nöbeti geçirirse, onu güvenli bir ortamda bir süre yalnız bırakarak öfkesinin geçmesini bekleyebilir, ona ağlamanın ve tepinmenin yararı yok sakinleştiğinde tekrar konuşalım diyebilirsiniz. Oğlunuzun yapmak istediği şey biraz da dikkat ve ilgiyi üzerine çekmek… Eğer oğlunuz inatlaşmaya başladığında, yorulup onun istediğini yaparsanız, inatlaşmanın istediğini yaptırmak için uygun bir davranış modeli olduğunu düşünecek ve inatlaşmaya devam edecektir. Önemli olan kararlı bir tutum sergilemeniz, onunla ben diliyle konuşarak, onun duygu ve düşüncelerine önem verdiğinizi ona hissettirmeniz ama var olan disiplin kurallarından da inat için vazgeçmemeniz, ilişkisel çatışmadan kaçarak, o anki sorumluğunuzu bir başkasına devretmemeniz… 4-5 yaşlarında oğlunuz zaten bu inat çağını çoktan geride bırakmış olacak.
***
İnsanoğlu her zaman doyumsuzdur ve daha fazlasını ister şeklinde yorumluyorum ancak...
Rumuz doyumsuz: Merhaba Onur Bey. 38 yaşındayım ve evliyim. Bir oğlum var 5 yaşında. Eşimle ve işimle ilgili hiçbir sorunum olmamasına rağmen çoğu zaman içinde bulunduğum durumdan sıkılıyorum. Eşim aslında anlayışlı bir insan ama ben bazen ondan daha fazla benim için çabalamasını istiyorum. Günlük hayatımda arkadaşlık ilişkilerim gayet normal, zaman zaman kadın kadına bir şeyler yapabileceğim arkadaşlarım var fakat ben daha fazlasını istiyorum. Bunlar sadece birer örnek. Genel olarak bir doyumsuzluk hali var. Bunu bazen insanoğlu her zaman doyumsuzdur ve daha fazlasını ister şeklinde yorumluyorum ancak bunun bir sonunun olmadığını düşünüyorum. Eşimi ve çevremdeki insanları bununla üzmek ve bunaltmak da istemiyorum. Ama elimde değil, farkında olmadan memnuniyetsizlik içinde olduğumu görüyorum. Bu durumun çocuğuma yansımasından, onu mutsuz etmesinden çok korkuyorum. Ne yapmalıyım, ne önerirsiniz. Şimdiden çok teşekkürler.
Merhaba doyumsuz, sizin de düşündüğünüz gibi, eğer içinden çıkmakta zorlandığınız ruhsal probleminiz doyumsuzluk ise, bu herkesle olan ilişkinizde kendisini gösterecektir. Yani, oğlunuzla olan ilişkinizde de “doyumsuz” olacaksınız. Tabii, eşiniz, aileniz, iş arkadaşlarınız ve dostlarınızla olan ilişkiniz de sizin bu durumunuzdan etkileniyordur, onlarla olan ilişkileriniz de oğlunuzla olan ilişkiniz kadar önemli… Benim bu kısa soruya yanıt olarak, yaşadığınız bu doyumsuzluk duygusunun analizini yapmam mümkün değil. Belki de bu sorunuzu yüz yüze çalışacağınız bir psikoterapiste taşımalısınız, bunu zaman içinde ancak terapide aşılabilecek bir sorun olarak değerlendiriyorum.
***
Çok korkuyorum hem kendim için hem de kızım için.
Rumuz Kararsız: Merhaba Onur Bey. Ben tesadüfen internette gezinirken gördüm sayfanızı. Ben 8 yıllık evliliğimi yaklaşık 2 yıl önce sonlandırdım. Ben 35 yaşındayım. 6 yaşında bir kızım var. Şimdi hayatımda biri var ve çok mutluyuz. Erkek arkadaşım evlenmek istiyor ancak ben hem yaşadığım ilk deneyimden sonra hem de kızımdan dolayı evlenme konusunda çok istekli değilim. Aslında evlenmeyi istiyorum ama yine aynı şeyler yaşanacağı endişesi taşıyorum. Ayrıca kızımla aynı evin içinde iyi anlaşabilirler mi ya da yeni eşimi başka bir adam gibi görüp bana yabancılaşıp, benden uzaklaşır mı? Bu durum haliyle beni evlilikten uzaklaştırıyor. Çok korkuyorum hem kendim için hem de kızım için. Bir yandan da hayatımdaki insana haksızlık yapmak istemiyorum. Bu zamana kadar her şey çok iyi gitti, ama bu evlilik konusundaki kararsızlığım onu da olumsuz etkiliyor. Bu konuda nasıl hareket edebilirim, nasıl düşünmeliyim, karar verirken neyi göz önünde bulundurmalıyım. Ne zaman cevap verebilirsiniz. Çok teşekkürler.
Merhaba kararsız, Türkiye’de, kız çocuğu olan kadınların, ikinci bir evlilik yaparken erkek çocuğu olanlara göre daha kaygılı ve çekingen davrandıklarını hatta sadece kız çocuğu sahibi oldukları için ikinci kez evlenmemeyi seçebildiklerini biliyoruz. Belki siz de, böyle sosyo-kültürel bir kaygının kıskacına girmiş olabilirsiniz. Sağlıklı bireyler söz konusu olduğu zaman, aynı ev içerisinde babalık fonksiyonuna yakın bir fonksiyon üstlenen bir erkekle, bir kız çocuğunun yaşamaları, birlikte bir aile olmaları gayet tabii mümkündür. Sizin kendinize sormanız gereken soru, belki de “ben bu evliliği kendim için istiyor muyum?”. Sizin ilişkisel kaygılarınız, korkularınız, söylediğiniz gibi, kızının olmasından daha baskın bir engel oluşturuyor olabilir. Evlilik kararını kendiniz için, kendi yetişkin yaşamınız için vereceksiniz… Kızınız şu anda sizin hayatınızın bir parçası, her çocuk gibi o da, doğru davranılırsa, değişime adapte olacaktır…
***
Zararlı bir alışkanlık kazanmaması için ona ne demeliyim?
Şeyda Yılmaz: Merhaba Ahmet Onur Bey. 15 yaşında bir erkek çocuk annesiyim. Oğlum arkadaşları ile vakit geçirmekten çok hoşlanıyor. Daha doğrusu bizle vakit geçirmektense arkadaşları ile vakit geçirmeyi tercih ediyor. Biz bu duruma çok fazla karşı değiliz fakat arkadaşları ile neler yaptığını, kimlerle arkadaşlık ettiğini bilmek istiyoruz. Sürekli olarak bize siz bana güvenmiyorsunuz, herkesi de sizinle tanıştıramam ya, hayatıma ne kadar çok karışıyorsunuz diye sürekli bizimle tartışıyor. Ergenlikte olduğu için çok fazla sert tepkiler vermemeye özen göstersek te disiplini de elden bırakmamak için bazen sesimizi yükselterek ceza verdiğimiz durumlar oluyor. Biz arkadaşları ile vakit geçirmesin demiyoruz, sadece kimlerle vakit geçirdiğini bilmek istiyoruz. Yanlış bir arkadaşlık kurmasından ve bunun zararlı bir alışkanlığa sebep olmasından dolayı çok korkuyorum. Biz ne yapmalıyız, ona nasıl yaklaşmalıyız. Zararlı bir alışkanlık kazanmaması için ona ne demeliyim?
Merhaba Şeyda Hanım, siz yazınızda bu duruma “çok fazla” karşı olmadığınızı söylemişsiniz, o halde karşısınız. Oğlunuzun şu anda arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi sizinle vakit geçirmeye tercih etmesi, gelişimsel olarak son derece sağlıklı ve normal bir durum. Eğer oğlunuz 15 yaşında olup sizinle vakit geçirmeyi arkadaşlarına tercih etseydi, o zaman bir sorun mu var diye düşünürdük. Oğlunuzun zararlı bir alışkanlık kazanmaması için, eğer alkol ve maddeden söz ediyorsanız, bu alışkanlıklarla ilgili, özellikle ergenlere yönelik bilgi veren kitaplar, kitapçıklar var. Bunları siz temin edebilirsiniz ve okuması için oğlunuza verebilirsiniz. Tabii ki oğlunuzun nerede ve kimlerle olduğunu bilmeye ve eve dönüş için bir sınır çizmeye hakkınız var ancak, belki bu disiplin kuralını uygularken bir yerde hata yapıyorsunuz. Çok baskıcı, otoriter ve talepkar bir dil kullanıyor olabilirsiniz, kullandığınız dil oğlunuzun anlaşılmadığını, engellendiğini düşünmesine, hissetmesine zemin hazırlıyor olabilir. Ergenlerle sağlık iletişim kurmak için, piyasadan edinebileceğiniz pek çok kendi kendine yardım kitabı var. Belki onlara göz atmalısınız…
***
Henüz 5 yaşında olmasına rağmen kızım çok inatçı.
Rumuz çalışan anne; Merhaba onur bey. Henüz 5 yaşında olmasına rağmen kızım çok inatçı. Yapma dediğimiz ne varsa yapıyor. Ben çalışan bir anneyim ve annem bakıyor kızıma. Akşamları iş çıkışı koşa koşa gidiyorum, kızımı alıyorum ve mutlaka ve mutlaka elim boş gitmiyorum. Sevdiği şeylerden alıyorum her akşam ona. Sürpriz olsun, günlük yokluğumu o şekilde telafi ederim düşüncesiyle. Tatil günlerimde ve akşam belli saatlerde sadece onunla zaman geçiriyorum ama anlamsız bir hırçınlığı ve daha da rahatsız edici bir inatçılığı var. Hadi uyuyalım kızım dediğimde uyumak istemiyor, yemek hazırladığımda hadi çok acıktık bir şeyler yiyelim diyorum yemiyor sonra da alakasız bir zamanda ben acıktım diyor. Mesela odanı dağıtma, hadi toplayalım dediğimde yapmıyor. Bu durum dışarı gezmelerimizde de çok rahatsızlık veriyor. Ne yapsak bu durumdan kurtulabiliriz, en aza indirebilir bir de normal mi bu davranışları?
Merhaba çalışan anne, her şeyden önce, gün içindeki yokluğunuzu hediyelerle telafi etme yolundan ziyade, kızınızla sağlıklı iletişim kurabileceğiniz bir dil geliştirmeye çalışın ve bu dili her zaman kullanmayı öğrenin. Konuşurken seçtiğiniz kelimeler, ifade ediş tarzınız, cümlelerinizin taşıdığı mesajlar çok önemlidir. Bu nedenle kızınızla iletişim kurarken sadece ne söylediğinize değil, nasıl söylediğinize de dikkat edin. Böylece sadece ifadenizi biraz değiştirerek çocuklarınızla olan ilişkinizde daha özenli davranmış olursunuz. Çünkü olumsuz dil maça eksi puanla başlamak demektir. Olumsuz ifade kullanımı çocukların da aynı ifadeleri öğrenmelerine neden olur. Evde güç dengelerinin mutlaka anne-baba-çocuk arasında sağlanması gerekir. Bazı istisnai durumlarda çocuklar söz sahibi olsalar da, anne babalar yetkin ve tutarlı bir tavır sergilemelidir. Yalvarmak, yaşa uygun olmayan açıklamalar yapmak, çok uzun cümleler kurmak, geleceğe dair uzun söylemler vermek, rica etmek, tehdit etmek gibi davranışlar anne babanın yetkinliğini kısıtlar. Çocuğun gelişim dönemine uygun açıklamalarla, kararlı ve tutarlı olmak, çocuğun yaşadığı her durumda onu yönetebilecek becerilere sahip olmak önemlidir. Çocukların sınır ve güvenceye ihtiyacı vardır, evdeki disiplin kurallarını koymak ve yönetmek sizin sorumluluğunuzda. Kuralları kızınızın başa çıkamadığınız tepkileri karşısında sık sık değiştirmeyin. Belki bu konularda daha fazla bilgi sahibi olmak için, çocuk gelişimi ve çocuklarla sağlıklı iletişim kurma becerileri üzerine kitaplar okuyabilirsiniz.