Bir Fenerbahçeli olarak,
Yıllardır büyük sıkıntılarımız olmuştur ve çokta yüreğimiz yanmıştır.
Şampiyonlar Ligi’nde “0” puan alınmıştır ama bu taraftar hiçbir alay konusuna malzeme etmemiştir takımını.
Son maçlarda kaçan şampiyonluklar olmuştur ama hiçbir Galatasaraylıya, Beşiktaşlıya kendisi ile alay ettirmemiş, takımını yerler altına aldırmamıştır.
2 sezon önce son dakikada şampiyonluğu kaçırmış, sahada yaptığı sözde şampiyonluk kutlamaları için alay konusu olmuş ama onun da üstesinden gelmiştir.
Aynı maçın çıkışında bu şanlı taraftar, Bostancı’da polisin şiddeti ile mağdur olmuş ama yine dilinden, “Fenerbahçe” tezahüratını esirgememiştir.
Bir Fenerbahçeli için imanın ilk şartıdır takımı gönülden sevmek ve göklere taşımak!
Bir Fenerbahçeli için unutulmazdır Lefterler, Rıdvanlar, Enginler ve nice yürekler…
Bir Fenerbahçeli yüreğinde hep, “Siyah Çoraplar” aşkından bugüne büyümüştür…
Maçlarına gitmeye gücü yoksa gönlünün zenginliğini kullanmıştır.
Kadıköy boğasının önünde fotoğraflar çekinir ilk defa gelen,
Tesislerin önündedir,
Fenerium mağazalarındadır,
Saraçoğlu Stadının önündedir.
Fenerbahçe’yi sevmek kusura bakmayın Sn. Kocaman ama önce YÜREK İŞİDİR…
Zamanında Fenerbahçe’ye kattığın renkleri bilmeyenimiz yok, eyvallah!
Fakat kulüp ile yaşadığımız hüzünlere hüzün katmaktan öteye gidemedik seninle.
Alex;
Bu ülkeye gelmiş ve kısa sürede bu ülkenin bireyi olmuştur. Avrupa’da Fenerbahçe son yıllarda, “Aykut Kocaman ile değil, Alex De Souza diye anılır”
Önce heykeli dikilip sonra yıkılacak adam değildir o,
Fenerbahçe Spor Kulübü’nü sırtında taşımıştır yıllarca.
Aziz Başkan,
Sana yakışmadı…