İyi giden bir evliliğiniz var ama seks yaşamınız için aynı şeyi söyleyemiyor musunuz? Tutku ve romantizm neredeyse yok denecek bir düzeyde, siz
de eski zamanların özlemi içinde misiniz? Büyük olasılıkla ne yapmanız gerektiğini bilmiyor, eşinize de onun duygularını incitmeden derdinizi nasıl
anlatabileceğinizi de bilmiyorsunuz…
Heyecandan uzak bir cinsel yaşam, iyi bir evliliği bitirme nedeni değildir tabii ki, ama “şöyle-böyle, eh işte” diye nitelendirilen bir cinsel yaşam da
omuz silkip umursanmayacak bir durum olamaz… Bu şekilde devam eden her sevişme, aranızda kaçınılmaz bir duygusal mesafe yaratacaktır. Mutlu
cinsellik, güçlü ilişkilerin olmazsa olmazıdır. Ancak hem bizim memleketin öğrettikleri, hem de cinsel konuları konuşmanın zorluğu gereği, cinsellik
çiftlerin rahat konuşarak, çözüm yöntemleri üretmeye çabaladıkları bir başlık olamamakta. Özellikle anne-baba olduktan, çocuk yetiştirmenin
güzelliklerini ve zorluklarını yaşamaya başladıktan sonra...
Unutmayın, siz ve eşiniz, hem bir çift hem de ebeveyn olarak uyumlu bir birliktelik halihazırda yaşıyorsanız, bu uyumu çok basit birkaç hamle ile
cinsel yaşamınıza da taşıyabilirsiniz; ve taşımalısınız da!
1. Adım: Öncelikle fikrinizi değiştirin
Pek çoğumuz cinsel arzunun içimizden doğal olarak çıkması gereken bir şey olduğunu düşünürüz. Yok canım öyle bir şey... Sevişmek için, sevişmeyi
başlatmak için, o anda aşırı istekli olmanız gerekmez. Cinselliği tutkulu, ateşli hale getirecek olan sizsiniz. Sıkıcı bir cinsel yaşamınız varsa, bu yanlış
kişiyi seçtiğinizden, “zaten tensel uyumu bir türlü yakalayamadık”ınızdan kaynaklanmıyor. Nedeni basit… Neler sizi ve eşinizi uyarır, hangi
dokunmalar, öpmeler birbirinizi tatmin etmenizi sağlar bilmiyorsunuz demektir. Birbirinizi cinsel, bedensel olarak yeterince keşfetmediniz,
ya da “neler tahrik eder” konusunda uzuuuun bir süredir güncelleme yapmadınız demektir.
Cevaplanması gereken bazı sorular ve pratik tarifler…
• Cinsellikte daha önce yaşadığınız ya da belki hiç deneyimlememiş olduğunuz, NEYİN ÖZLEMİNİ ÇEKİYORSUNUZ?
• Cinsellik sırasında karşılıklı olarak yaptığınız NELERDEN KEYİF ALIYORSUNUZ?
• Eşinizin sevişmeler sırasında şimdi yaptıklarından farklı NE YAPMASINI İSTERSİNİZ?
• Çocukları, telefonları, bilgisayarları uzak tuttuğunuz bir gün, cinsel birleşme yasağı getirin ve sırayla, sadece NEYİN SİZİ ve EŞİNİZİ UYARDIĞINI anlamak için keşfe çıkın. NELERDEN TAHRİK OLUYORSUNUZ?
Uzuuun bir liste hazırladığınızdan emin olun. İlk üç sorunun yanıtı konusunda hiçbir fikriniz olmadığını düşünenlerdenseniz, hafızanızı canlandıracak birkaç soru: Şimdiye kadarki sevişmelerinizden en çok zevk aldığınız sevişmeyi düşünün. O günü bu kadar inanılmaz kılan neydi? Her ayrıntı önemlidir; aklınızdan geçenleri net bir şekilde değerlendirebilmek, yakalamak için küçük notlar alın.
2. Adım: Konuşun
Hiçbir sırrı olmayan, hemen her konuda rahat rahat karşılıklı konuşabilen çiftler bile, söz konusu cinsellik olduğunda, gözlerini birbirinden kaçıran
dut yemiş bülbüllere dönüşebilirler. Endişelenmeyin. Öncelikle konuşma için uygun zamanı ve ortamı seçin. Seviştikten hemen sonra yapılan “cinsel
problemlerimiz” konuşmaları sadece daha fazla problem yaratırlar. Sevişmeleriniz, sonrasında skor kağıtlarını havaya kaldıracağınız olimpiyat
yarışları değiller; sadece karşılıklı sevmeler, mutlu etmeler... Her ikinizin de rahat olduğu anlar, “yapılacak işler ajandaları”nın zihinlerinizden
uzak olduğu zamanlar, herkes uyuduktan sonra, baş başa bir çay içerken mesela, “cinsel yaşamımızı geliştirelim” konuşmaları için idealdir. Peki ya
konuşmanın tarifi?
İşte dikkat edilmesi gerekenler…
• Öncelikle neler iyi? Nelerden memnunsunuz? Nelerin değişmesini istemezsiniz?
• Karşılıklı… Şimdi yukarıdaki soruları eşinize sorun… Cevapları da dikkatle dinleyin.
• İlk aklınıza gelen önerileriniz neler? Neler daha fazla heyecan ve tutku duymanızı sağlayabilir?
• Peki ya onun aklına ilk gelenler?
• Nelerin özlemini duyuyorsunuz? Eskilerde olan ama çok zamandır yaşanmayan neler var? Özlemleriniz neler?
• Peki ya o neleri özlüyor?
• Uygulamalı bir seans önerin… Başbaşa kalabileceğiniz ve cinsel birleşme olmaksızın sırayla birbirinizin bedenini ve tahrik noktalarını
keşfe çıkacağınız bir gün… Minimum 2 saat… Ne zaman? Nerede?
Unutmayın, eleştiriden uzak bir konuşma olmalı. Sadece hissettiklerinize ve ihtiyaçlarınıza odaklanın. Eşinizi, davranışlarını tarif etmeyin. Tek tarifiniz
sizin hissettikleriniz olabilir.
3. Adım: Alıştırma, Alıştırma
Daha iyi bir sevişmenin sırrı, daha sık sevişmektir. Çikolata yemek ya da spor yapmak gibi, ne kadar fazla sevişirseniz o kadar fazla istersiniz.
Ayrıca, ne kadar sık birlikte olursanız, size neyin zevk verdiğini o kadar iyi anlarsınız. Neyin işe yaradığını görmek için daha fazla fırsatınız olur. Siz
de bebekli çiftlerdenseniz, “iyi de nasıl?” dediğinizi duyar gibiyim. Daha erken uyanın ya da daha geç uyuyun, emin olun birkaç ekstra saat daha
uykusuzluğa değecektir. Ve mükemmel sevişmeler için uzun boş saatlerin şart olmadığını unutmayın. Nerede olduğuna bakmadan, aralardaki rahatsız edilmeyeceğiniz, boş dakikalardan yararlanın. Örneğin, birkaç dakikalığına banyo kapısını kilitleyin. Yalnızca öpüşüp birbirinize dokunmanız bile ateşi körükleyecektir. Ya da ciddiyetle oturup bir program yapın. Sevişeceğinizi bilirseniz, buna hem fiziksel hem de zihinsel olarak hazırlanırsınız.
4. Adım: Onunla kalın
Cinselliği, sevişmelerinizi ya da gelecek sevişme senaryolarınızı düşünün. Düşündüğünüz her andan, onu tahrik edeceğini bildiğiniz biçimlerde (hoşuna gideceğinden emin olduğunuz –bunun için öncesinde konuşmuş olmanız gerekiyor- mesaj, telefon ya da notlarla) eşinizi de haberdar edin. Onu uyaracağını bildiğiniz şekillerde, gün içinde, ona dokunun. Evliliğinizdeki cinsel arzuyu arttırmak için, çok çeşitli köprülere ihtiyacınız var. Bu köprülerin çoğu cinsel birleşme ile sonlanmayan dokunuşlar, imalar ve hatırlatmalardan ibaret. Alışverişte yapılan bir ima, yemek hazırlarken gelen bir dokunuş, arkadaş sohbeti sırasında bir bakış ya da kalabalık içinde gelen bir öpücük… Öpüşmekten öteye gidemeyeceğiniz herhangi bir köşede, koltukta, aralıkta tutkulu bir yakınlaşma… Günlük rutininizi değiştirin, bu aşk ve istekle ilgili beyin kimyasallarını hareketlendirir. İnsanlar farklılıkları sever, rutinin dışına çıkmak adrenalin düzeyini, dolaylı olarak da testosteronu, cinsel isteği artırır.
Biraz değişiklikten zarar gelmez… Eşinizi şaşırtın… Nasıl yapabileceğinizi en iyi siz biliyorsunuz.
Güçlü ilişkiler dilerim.
Psikolog Filiz Kaya
İlişki ve Evlilik Terapisti