saat: 06.35
seher vakti
sessiz bi sabah, henüz kargalar turlarına başlamadı ve o nezih sesleriyle günü karşılamadı.
05.00 itibariyle kendi kendine uyanan ben, kızımızı Ankara'ya yolcu edecektim. 6'da okulun önünde Ankara'ya hareket edecek bi otobüs vardı. Günlerdir bugünü beklemekteydim.
Ondan daha çok heyecan duymam nedendir. Otelde kalacaklar iki gece, belki iki kişi belki 3 kişi odayı paylaşacaktı.
Yanına az da olsa bi harçlık verdim oda servisinden mutlaka su istemesini, parasını orada hemen ödemesini tavsiye ettim.
Önceden bildirildiği üzere tablet götürülmeyecekti.
Uyanır uyanmaz mutfağa koştum yolluk sandviç yapmak için. Seher vakti kahvaltısı için de 4 yumurtadan omlet yaptım. Yolda tok tutar acıkmaz hemen diye...
Elbette kendim bişey yiyemedim o telaştan. Aşkım kocam son dakika kalkıp götürecek diye programlamış kendini.
Ona ihtiyacım vardı, kıza yardım etse iyi olurdu. Bende portakal suyu hazırlardım o arada. Saçını tarayıp toplamak lazım ayrıca...
Ha bir de okula gidicem yanaklarıma iki allık sürmek ister...
Hepsini 8 dakika içinde yapmam gerekince telaşlandım. Deli tavuk modeli olduysam da, aşkımın kalkıp yardım etmesiyle geçti bu panik anı. Sonra evden okula vardık fırt diye. Yollarda olması gerektiği kadar araç vardı.
6 adet ! Yine de ben daha çok korkarım yollarda araba kullanırken bu kadar erken saatlerde. Ters yollardan çıkıveren araçlar mı istersiniz, mal dolaştıran kamyonetlerin kahramanlıklarını mı? Aman dikkat diyerek yine konuma döneyim en iyisi.
Okul önünde bi tane otobüs vardı. Sevindim. öyle ya mola yerinde inip yanlış otobüse biner allah muhafaza...
Karanlıkta öğretmenimizi gördüm. İlk tanışmaydı ne yalan söyleyeyim, eşimcim tanışmıştı. Bizde e-mail yoluyla haberleşiyoruz.
Günaydın hocam dedim, sıcakkanlı bi şekilde elini sıktım. Hemen arkasından hiii öğretmenim hoca camide pardon dedim. Gülüştük.Tatlı bi adam...
Diğer babalar analar da oradaydı. Sarpolom çoktan sıkılmıştı bile...Kızı bindirip gitmek istiyor gibiydi. Oysa ben 2-3 kez daha otobüse bindim yanına gittim, montunu çıkar yanındaki kıza da sende çıkar sıcak olur otobüs ama üşürseniz üstünüze örtmek için kullanın dedim.
Hazırladığım sandviçler ve parası bagaja verilmişti. Tüh tühtü...Neo meraklı ve şaşkın görünüyordu.
Otobüsten indim...Sarpomun yanına gittim. Arkada bi bey vardı otobüs firması logolu ceketli. Şoförümüz olduğunu anladım.
-Siz mi götüreceksiniz fasülyeleri dedim. "evet" dedi...
-Aman dikkat yavaş yavaş gidin, gerçi siz profesyonelsiniz, bilirsiniz bu işleri...Benim rahmetli babam da servis şoförüydü emekliliğinde, kafası kazan gibi şişmiş gelirdi dedim sıcaklık olsun diye... Dedi ki: hiç dert değil, yarım saat tepinirler, sonra ben kaloriferi açarım uyurlar dedi..hihihi.. e iyi bari..
Yola çıkmışlardır...Gişeleri geçmişler midir? Fark ettim de otobüste kimse aa ben bayan yanı istemiştim demedi.
Okulumuz nefis bi program hazırlamış...10 kasım yoğun olduğundan bugün çıktılar yola. Atamızı ziyaret, etnografya müzesi, kurtuluş müzesi, TBMM binasını ziyaret gibi harika bi program var.
Nasıl anılar biriktirecek acaba?
Kızımız neo okul tatilinde babaannesi ve dedesiyle uzunca süre kalıyor ama bu başka. Okul gezisi.
Büyüdüğümüzde, çocukluğumuzla ilgili neler takılıyor aklımıza hatırlayın. Güzel anılar biriktirmek kısmet olsun her birimize...
Sevgili anneboyutu okuyanları,
Ben arada yazarım yine... En son bi kitap hazırlığında olduğumu ve yazdığımı söylemiştim...O işi toparlamaya başladıysam da ilerlemiyor.
Tembellik yaptığım kesin. Bunu sizle paylaşmak bana güç versin diye yazıyorum. Her gün bi iki sayfa yazsam biter. Hani bi takım kararlar veririz ya, pazartesi dyete başlicam, spora başliycam. Tükürdüğümü yalamiycam deriz ya. Siz de amaan benim tükürüğüm nasıl olsa diyor musunuz.
Ankara gezisiyle ilgili detayları merak ediyorsanız, belki bende yine yazmak isterim.
Herkesi özlemle kucaklar yine görüşmek ümidiyle selam eder, gözlerinizden öperim.
Piloş