Gerçek tenis bin yıl kadar önceye dayanır. Bazı kaynaklara göre, ilk kez Meksika'da Toltec yerlileri tarafından oynandığı ileri sürülmektedir. 1874'te Binbaşı Walter Clapton Wingfield, "Sphairistike" ismiyle bu oyunun patentini aldı. Daha sonra ise 10’uncu yüzyılda oyun Fransa'ya geldiğinde, şu andaki gibi kortta oynanmaya başlandı.
İngiltere'de bu gelenek ilk kez 8’inci Henry ile başlamıştı. Ancak oyun el ile oynanıyordu ve zamanla, oyun taktikleri kuvvete dayandığında top eli incitmeye başladı. Oyuncular ellerini sarmaya başladılar, fakat bu da yeterince koruma sağlamayınca, İngiltere'de şu andakine daha yakın bir şekilde, tahtadan yapılmış raketler kullanılmaya başlandı. Bu raketler, acıyı hafiflettikleri gibi, toptan ele aktarılan titreşimi de bozdular ve elediler.
- 1872'de Binbaşı Harry Gem ve Augurio Pereira'nın Leamington Spa bölgesinde kurduğu kulüp ise, tarihin ilk tenis kulübü olarak bilinir.
- 1896'da ise tenis olimpiyat oyunlarından biri haline gelmişti.
- İlk tenis turnuvası 1877 yılında Wimbledon'da düzenlendi. 1884 yılında kadınlara açıldı.
- 1883'te tenis kortunun boyutları standart hale getirildi.
- İlk uluslararası maç, 1883 Temmuz’unda Amerikalı Clark kardeşler ile İngiliz ikizler Renshawlar arasında oldu.
Kadın ve erkeğin aynı anda oynayabildiği nadir oyunlardan olduğu için, tenis kısa sürede dünyanın popüler oyunlarından biri oldu.
TED Spor Kulübü (Tenis Eskrim Dağcılık)
Türkiye'nin en büyük ve tarihi spor kulüplerinden biri olan TED, kurulduğu 1936 yılından itibaren sürekli bir gelişim göstererek, bugün dünyanın da sayılı entegre spor kulüplerinden biri olmuştur.
Türkiye’ de tenisin duayeni ve lokomotifi olmuş çok sayıda sporcu ve antrenör yetiştirmiştir. Bu amaca hizmet etmeyi ve ülke sporunu en ileri taşımayı misyon edinmiştir. Tüm alt yapı ve spor okulu çalışmalarını bu doğrultuda oluşturmaktadır Bugün itibariyle tenise ülkemizde daha kapsamlı ağırlık veren bir başka kulüp yoktur. Bu gerçek, sonuçlardan anlaşılmaktadır.
Tenis oynamanın çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimine ise son derece olumlu etkileri vardır.
Fiziksel gücün hep dorukta tutulması gereken teniste, zihinsel gücünde aynı düzeye çekilmesi aslında antrenörün değil, sporcunun işidir ve son derece zordur.
Kazanmak veya kaybetmek, maç esnasında sporcunun alacağı kararlara ve yapacağı hamlelere bağlıdır. Tek başına olduğu kortta, fiziksel ve zihinsel olarak en üst seviyede kalmayı öğrenmelidir. Antrene olan çocuklarda oksijen tüketimi daha yüksek olduğundan, büyüme hormonunun salgılanması daha fazladır.
Raket ile oynandığından vücut koordinasyonunu ve becerisini en ileri noktaya taşır. Ayrıca tenis, karar verme ve sorumluluk alma duygusunu geliştirir.
Bu bağlamda iyi tenis eğitimi almış bir bireyin özgüveninin arttığını, her alanda hayatını planlamayı, doğru zamanda doğru kararlar almayı ve kazanma hırsını kontrol edebilmeyi ve en önemlisi kendisine sosyal bir ortam kurabilmeyi öğrendiğini söyleyebiliriz.