CANLI YORUMLAR
PROF. DR. KEREM DOKSAT
PROF. DR. KEREM DOKSAT
Psikiyatr ve Psikofarmakoloji Uzmanı

PİRE İÇİN YORGAN YAKILMAZ

Sevgiyi kaybetmemek...
23.12.2011

Hepimiz insanız, zaman gelir öfkeleniriz; vakit gelir daralırız.

İşte patronumuza ve astlarımıza, sosyal hayatta arkadaşlarımıza, menfaat için yürüttüğümüz irtibatlarda öyle kolay kolay kimseleri harcayamayız, öfkemizi belli edemeyiz…

Değil mi ya, sıkıysa patronunuza posta koyun.

Allah’ına kadar haklı dahi olsanız, ya kapının önüne konursunuz ya da yıldırma, sindirme ve tacizle (mobbing deniyor buna) sizi işinizden istifa etmeye zorlayıp, bir de tazminatınızı ödemezler!

Bir hatırlayalım:

DENGELİ, TUTARLI ve İŞLEVSEL KİŞİLİK

Farklı ortam ve hayat alanlarındaki (iş, cemiyet ve mahrem/özel) kimlikleri arasındaki farkları denge içerisinde taşıyabilen, rollerini karıştırmayan ve olgun ego savunma mekanizmalarını kullanan kişilik yapılarıdır.

Tipik davranış örüntüleri (patterns) şöyledir:

  • Esnek, müsamahakâr, başkalarıyla empati (eşduyum, kendilerini başkalarının yerine koyup duygudaşlık yapabilme) kurabilen insanlardır.
  • Farklı fikirlere ve eleştirilmeye (saldırganca ve yıkıcı olmadıkça) açıktırlar. Münakaşa ederken işi münazaraya dökmezler, hakikati ararlar ve ikna edilirlerse fikirlerini değiştirebilirler. Yani sekter ve dogmatik yahut peşin hükümlü değildirler, tartışmaya açıktırlar.
  • “Mış” gibi davranmazlar, neyseler odurlar ve “tartışmaya her zaman hazırım” deyip, akabinde kesin ve keskin ifadelerle “bu, böyledir” diye dayatmazlar.
  • Demokrattırlar ve hiç paylaşmadıkları fikirleri, dünya görüşlerini tahammülle karşılarlar.
  • Mütevazıdırlar ama bunu asla abartmazlar, gerektiğinde densizlik edene haddini bildirmeyi bilirler.
  • Kırmızı noktaları vardır ve bunlara dokunulduğunda gereken tepkileri verirler; yani esneklikleri sonsuz bir baş eğicilikle (konformizm) karakterize değildir.
  • Fevrîlikten (itkisellik: impulsivite) uzaktırlar.
  • Hayata akçı karacı olarak değil, grinin sonsuz tonları içerisinde bakarlar. Bu sayede de kolay kolay hiçbir nesneyi (kişi, fikir yahut grup) göklere çıkarmazlar yahut yerin dibine sokmazlar.
  • Ortama ve bağlama (context) göre derin duyguları (hüzün, neş’e vs.) ve transandan ruh hâllerini yaşayabilirler.
  • Güçlerini (entellektüalite, nüfûz, unvan veya mertebe) şahsî veya grup menfaatlerini öne çıkarıp, başkalarına mani olmak için kullanmazlar; yani hakkaniyetli ve dürüstçe davranırlar.
  • İçgörüleri ve geleceği değerlendirme melekeleri yerindedir.
  • Başkalarını kırmaktan, aşağılamaktan yahut aşağı görmekten özellikle kaçınırlar; insanları oldukları gibi kabûl ederler ve kimseyle “düdük yarışına” girmezler. İnsancıl ve sevecendirler.

Kullandıkları olgunca, sağlıklı ego savunma mekanizmaları şunlardır:

-Diğerkâmlık (altruizm: özgecilik),

-Mizah (aşırı nüktedanlık değil),

-Bilinçten bilinçdışına bastırma (İng. suppression, Fr. refoulemant).

-Sezinleme (antisipasyon),

-Çilecilik (asetizm) (irrasyonel bir tevekkül değil),

-Yüceltme (süblimasyon).

Bakın etrafınıza, bu özelliklere sahip olan, güvenilir ve düzgün kaç kişi bulacaksınız?

Pek az, değil mi…

Hadi, bir özet yapalım...

Kimlerden dost (koca, karı, âşık da dâhil) olur sualini, yani kâmil, olgun ve oturmuş bir kişiliğin özellikleri nedir sorunsalını cevaplayalım:

  • Mizah kullanabilen ve bunu alaycılıkla karıştırmamayı başaran,
  • Yeni durumlara ve fikirlere peşin hükümsüz yaklaşabilen ve tahammüllü olan,
  • Konformist (baş eğici, bi’at edici) olmayan ama makul ve mantıklı eleştirileri kabullenebilen,
  • Hiçbir fikrin veya inancın mutaassıbı yani yobazı olmayan ama kendi net tercihleri, inançları da bulunan,
  • Nesne ilişkilerinde (arkadaşlıkta, sosyal ve ekonomik hayatta) sebatkâr ve tutarlı olan,
  • İçi kin, nefret ve öfke gibi yıkıcı duygularla dolu olmayan,
  • Diğerkâm olan yani karşılık beklemeksizin iyi davranabilen,
  • Kimseleri göklere çıkarmadığı gibi, kolay kolay da yerin dibine batırmayan,
  • Sözüne güvenilir, ipiyle kuyuya inilebilir olan,
  • Emanete ihanet etmeyen,
  • Arkadaşının karısına, kızına veya kocasına, sevgilisine yan gözle dahi bakmayan,
  • Tutamayacağı sözü vermeyen, verdiği sözü de tutan,
  • Kendisine tanınan imkânları suiistimal etmeksizin, dürüstçe kullanan,
  • Merhametli olan ama aşırı derecede de verici olmayan,
  • İyilik yaparken bunu karşısındakinin gözüne sokmayan ve karşılığını beklemeyen,
  • Sanaat, edebiyat ve benzeri şeylerle kendini aşmaya gayret eden,
  • Hâl ve hareketlerinde ölçüyü aşırı bozmayan yani güvenilir olan,
  • Gustosu, zevki olan ama şatafattan hoşlanmayan,
  • Her şeyi yerine zamanına ve yöntemine göre yapan,
  • İçince sarhoş olsa bile dağıtmayan ve terbiyesizleşmeyen

…insanlardan dost çıkar.

Bunları bulmak pek zordur, buldunuz mu da asla bırakmamak, onlara lâyık olmak gerekir çünkü aynı çabayı ve incitmeme kaygısını onlar zaten herkes için taşırlar.

Şimdi de, kimden dost veya arkadaş olmaz sualini de cevaplayalım:

  • Kadir bilmez olan, yapılan iyiliği cezasız bırakmayan,
  • Fırtınalı ilişkileri olan (karısına veya sevgilisine kötü davranan, döven, kocasına benzer şeyleri yapan, sürekli eş değiştiren),
  • Sözünün eri olmayan, yalan söyleyen,
  • Emniyeti suiistimal eden (mesela beş gün kalırım deyip beş haftada zor yolladığınız biri),
  • Kendi menfaat ve ihtiyaçları için sizi kullanıp, işine yaramaz hâle geldiğinizde üzerinize sifonu çekiveren ve bir de suçlayan,
  • Tahammülsüz, münakaşa kaldıramayan,
  • Emanete ihanet eden,
  • Kendi vatanına, milletine ve çevresine karşı anlamsız kin ve nefret hisleri duyan,
  • Yapmak için değil yıkmak için eleştiren,
  • Gereksiz kabadayılık, “ben neymişim be ağabey” çıkışları yapan,
  • Başta maddiyat olmak üzere, sizi sömüren ve buna izin vermediğinizde ortadan kaybolan,
  • Ve… bilge kişilik kriterlerinin tam tersi tutum ve davranışlar sergileyen

…insanlardan ancak ahbap çıkar, dost olunmaz.

Siz siz olun, dostlarınızın kıymetini bilin ve hatalı, yanlış, patolojik kişilere beyhude duygusal yatırım yapmayın.

Yapmayın ki, sonra üzülmeyesiniz.

Çünkü hiç kimsenin sevgisi ve bağlılığı sonsuz değildir ve herkesin bir istiâb hâddi (bir taşıtın kaldırabileceği âzamî yük) vardır.

Başkalarına ifade edemediğimiz öfkemizi cepte keklik zannettiğimiz kişilere çok kolay yansıtırız. Çoluğumuza, çocuğumuza, karımıza, kocamıza, en yakınlarımıza patlarız… Zannederiz ki onların sabır lâstikleri, tahammül cıvataları sapasağlamdır.

Hâlbuki her sarsıntıda bunlar yıpranır, zamanla birikirler…

Dostluk, sevgi, aşk… Hep emek ister, zaman zaman servise sokulup bakımdan geçirmeleri icap eder.

Yağı değiştirmek, balataları yenilemek, kayış ayarı yapmak… Gerekir.

Siz siz olun, sevgiye emek harcayın.

Pire için yakacağınız yorgan bütün binayı sarmasın…

Ve sevdiklerinizin kafasını da, kalbini de kırmayın!


Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
1
anneferide
Cevapla anneferide
27.12.2011 00:19:11
Merhaba Kerem Bey, harika bir yazı olmuş en kısa zamanda eşime de okuyacağım, teşekkürler.
Cevap Yaz
bûya
Cevapla bûya
23.12.2011 14:08:03
Hocam bütün yazılarınızı okuyorum ama bu bambaşka birşey olmuş...kaleminize sağlık..anlaması ve algılaması gerekenlere göndereyim:)))))
Cevap Yaz
1
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :