Pamukçuk: Özellikle yenidoğan döneminde en sık görülen ağız içi enfeksiyonudur. Bebeğin damağında, yanaklarının iç yüzeyinde ve bazen de dilinde ve dişetlerinde görülür. Üstü kabuklu, lora benzeyen, pütürlü, beyaz lekeler şeklindedir. Kabuklar kalktığında alttan kırmızı bir bölge ortaya çıkar ve kanar. Bebeğinizde pamukçuk olduğunu anlarsanız hemen doktorunuzu aramanız gerekir. Pamukçuk tehlikeli bir sağlık problemi değildir ancak bebeğinize çok fazla acı vereceğinden beslenmesine engel olabilir. Bu dönemde bebeğinizin ağız temizliğini, doktorunuza danışarak, onun önereceği şekilde karbonatlı su ile yapabilirsiniz. Pamukçuğun etkeni candida albicans isimli mantardır. Doktorunuz gerekli durumlarda, birkaç gün kullanılmak üzere, yan etkisi olmayan anti-mantar damlaları kullanmanızı önerebilir. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız göğüslerinizin temizliğine özellikle dikkat etmeli; bebeğiniz biberon veya emzik kullanıyorsa bunları da uygun şekilde temizleyip, sterilizasyonunu yapmalısınız.
Fizyolojik sarılık: Sarılık, yenidoğan bebekte en sık görülen ve “bilirubin” isimli sarılık yapan maddenin toksik etkileri nedeniyle hem çocuk doktorlarını, hem de aileleri korkutan bir sorundur. Yenidoğan sarılığı, “plazma bilirubin” düzeylerinin cilt ve gözün beyaz kısmında sararmaya neden olacak şekilde yükselmesidir. Birçok bebekte gözle görülebilir bir sarı rengin ortaya çıkması için bilirubin düzeylerinin 5 mg/dl veya üstüne çıkması gerekir.
Bebeklerde fizyolojik sarılıkta bilirubin yükselmesi ve sarılık tablosunun görülmesinin iki devresi vardır. "Faz 1" denilen birinci devre ilk 3 günlük devredir. Bilirubin giderek yükselir ve üçüncü günde pik yapıp, beşinci güne kadar da giderek düşer. Birinci devreyi takiben bilirubin iki hafta kadar 2 mg/dl civarında sabit kalır ki bu dönem ikinci devre, “faz iki” olarak isimlendirilir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde formul mama ile beslenen gruba göre “faz 1” ve “faz 2” daha uzamaktadır. Düşük doğum ağırlıklı bebeklerde, bilirubin değerleri daha yüksek değerlere ulaşır (10-15 mg/dl) ve sarılık süresi 4 hafta kadar uzar.
Ayrıca bazı ailelerde fizyolojik sarılık daha fazla oranda görülür.
- Bir önceki kardeşte sarılık olmuşsa yeni bebekte sarılık olma riski yüksektir.
- Diabetik annelerin bebeklerinde sarılık riski daha fazladır.
- Anne yaşı ileriyse sarılık riskinin fazla olabileceği de akılda tutulmalıdır.
- Bebek doğduktan sonra kordon geç klemplenirse bebeğe daha çok kan geçer ve sarılığa yol açabilir. Forseps ve vakum uygulanması da sarılık riskini arttırır.
- Bebeğin düşük ağırlıklı ve prematüre olması sarılık riskini arttırır.
- Bebek yeterli kalori alamazsa bilirubin değeri yükselir. Bu nedenle yenidoğan bebeğin hemen anne sütüyle beslenmesi bilirubin düzeyinde aşırı artışı önler. Yine yeterli beslenemeyen, gerekli günlük kaloriyi alamayan bebeklerde, bebek sarılığı nedeniyle fototerapiye (ışık tedavisi) konsa bile daha yavaş düşme olur. Bebekte çinko eksikliği de sarılık riskini arttırmaktadır.
Fizyolojik yenidoğan sarılığına gerekli önem verilmeli, bebekte bilirubin düzeyi dikkatle takip edilmelidir. Gerekirse bebek fototerapiye alınmalıdır. Anne sütüyle erken beslenme çok yardımcıdır. Bebeğin ağırlığı, gebelik süresi, anne adayının yaşı ve bebeğin prematüre olup olmamasına göre, bilirubin düzeyleri dikkate alınarak uygulanacak tedavi yaklaşımları değişiktir.
Gözdeki akıntılar ve çapaklanmalar: Bebeğiniz doğduktan sonra ilk göz bakımı hastanede yapılacaktır. Evde bebeğinizin gözlerine özel bir bakım yapmanız gerekmez. Ancak eğer bebeğinizin gözlerinde çapaklanma olursa, günde bir defa kaynatılmış, ılıtılmış suyla ıslatılmış steril gazlı bez ile göz pınarından dışarıya doğru tek bir hareketle silin. Diğer göz için yeni bir gazlı bez kullanın. Eğer bebeğinizin göz kapaklarında ödem, silindiği halde tekrarlayan sarı – yeşil renkli çapaklanma ya da akıntı olursa mutlaka doktorunuza danışın. Çünkü bunun nedeni konjuktivit olabilir ve bu durumda doktorunuzun önereceği antibiyotikli bir damla kullanmanız gerekir.
Yenidoğan bebekte henüz gözyaşı salgısı yoktur, yaklaşık 1 aylıkken başlar. Bir gözün devamlı akması gözyaşı kanalında tıkanıklık işaretidir. Tıkalı olan kanal boyunca, masaj yapmanız gerekecektir. Masajı, ellerinizi yıkandıktan sonra, parmaklarınızı bebeğinizin burun kökünden burun ucuna doğru indirerek yapmanız gerekir. Günde 3 kez, 10’ar defa bu hareketi yapmanız yeterli olacaktır.