Kendimi bildim bileli, şu abuk kişisel geliştirme kurslarında öğrendiğimiz‚ “Yeni bir başlangıç, yeni hedefler, yeni niyetler” olayına gıcığımdır.
Çünkü, ettiğim niyetleri genelde işleve geçiremiyorum. Disiplin özürlüsü bir insan olarak, zaten her türlü hedef artı amaç, yoldan kolayca sapabiliyor. Komik olan, bunu genelde kabullenmem ve “Ulan bu sefer sonunu getirecem, sonuna kadar gidecem” der, her seferinde ise‚ “Ya ben ne yapacaktım, bişi yapacaktım” ya da “öfffff sıkıldım, yeter bu kadar” ile niyetlerimi yarıda bırakırım.
Yalnız artık olgun (!) bir insan olarak‚ getiremeyeceğin niyete, niyetlenme” diyerekten bu sene ki yeni yıl hedeflerini es geçiyorum.
Hiç unutmam bir senesi, yine gerzek kişisel geliştirme zımbırtısından aldığım bir öğüt doğrultusunda, 20 seçenekli bir niyet kağıdı yapıp, iş yerimde ki duvarıma asmıştım. O yıl zart kitabı okunacak, zurt sporu yapılacak, cart insanlarla görüşülecek gibi abuk sabuk hedefler.
Amaç ne? Programlı, düzenli, disiplinli bir şekilde hayatına hakim olmak, yapmak istediklerini gerçekleştirmek, vakit kaybetmemek, hayatı kaçırmamak.
Bunlara ulaşmak için de iki saat‚ “hmm daha ne yapabilirim, daha ne kaldı, neyi eklesem acaba bu listeye, ay dur şunu da ekliyeyim, bunu da yaparsam hayatı kaçırmamış oluyorum’ diye vakit harcıyorsunuz.
Allah’ım yarabbim sen akıl fikir ver!
Hiç bana göre değil. O kadar spontane bir insanım ki, elimde olsa yani, Sabancı beni evlatlık edinse, Bülent Ersoy misali sabah kahvaltısını Venedik’te yaparım, akşam yemeğini ise Londra’da yerim
Şimdi ben kalkacağım, bir sene boyunca neler yapacağımı düşüneceğim ve zorla birkaç bişi bulacağım ve listeye göre yaşıyacağım.
Var mı böyle bir şey yahu?
Bir liste mi beni yaşatacak. Hayret bir şey. Bir şey yapmak istiyorsam, aklıma gelirse zaten onu yaparım, ne diye zorla üfürükten bir liste hazırlıyayım? Neymiş? Hayat koçluğuymuş.
Hadi atıyorum ben bir plan yaptım, her hafta 3 kere koşucam, hani böyle bir planı ben asla yapmam da, misal diyorum yani; şimdi ben o gün geldi yapmak istemedim, ne olacak? Yapmak zorunda mıyım? Yapmak zorundayım! Neymiş? Planlı bir hayatmış?
Keyfimin kahyası mısın bre yeni yıl listesi?
Yapmadım bu sene liste. Ne amaçlarım var, ne hedeflerim, ne de niyetliyim herhangi bir şeye.
Yeni yıl dileklerimde yoktu aslına bakarsanız. Çünkü benim dileklerimin yeni bir yılla alakası, sadece bir yıla sığacak bir tarafı yok.
Çok basit aslında benim için hayat; sağlık, sağlık, sağlık, sevgi, sevgi, sevgi, kahkaha, kahkaha, kahkaha, eğlence, eğlence, eğlence, eş dost, eş dost, eş dost ve mutluluk, mutluluk, mutluluk....
Aslına bakarsanız, para olsa bunların hiç birine ihtiyacım olmıyacak ya neyyyyse, sonra kapitalist diyorlar bana, sinirleniyorum.
Sabancılar beni evlatlık edinebilir aslında. Niye etmiyorlar? Tanımadıkları için mi acaba?
Hadi zevzekliği bir tarafa bırakayım;
Yeni yılın güzellikleri ya da çirkinlikleri yeni yıla mahsus değildir aslına, yalnız insanlar geçmişe baktıklarında daha net hatırlayabilmesi için, bir tarih sınırlaması yapıyorlar. “En güzel yılımdı, evlendim, çocuğum oldu” gibi duygusal yaşanmışlıkları bir tarihe bağladıklarında, her seferinde o tarihi hatırladığında o duyguları yaşıyorlar. (Ben söylemeseydim bilmiyecektiniz sanki! Bu yazarlar ne tuhaf insanlar yahu).
Bu sebepten, şimdilik bir sene içersine sınırlıyorum: Yeni yılda, 2012’de, her şey ama her şey gönlünüzce olsun! Gönlünüz neyi istiyorsa, nerede olmak istiyorsa, ne şekil olmak istiyorsa öyle olsun!
Çünkü ne oluyorsa; iyisiyle, kötüsüyle, her şey gönülden ötürü oluyor.
Mutlu Yıllar Anne Boyutu!
Ha bir de, tabii ki hedefleriniz, amaçlarınız ve niyetleriniz olmalı…