Kadında cinsel kimliğin bütünleyici ögelerin en önemlilerinden biri memedir. Günümüzde her 8-9 kadından biri meme kanserine yakalanıyor ve gelişen teşhis yöntemleri sayesinde artık bu kanser türünü çok erken dönemde yakalamak ve tedavi etmek mümkün. Meme kanseri cerrahisinde modern düşünce tarzı, kanserli meme dokusunun tam olarak ortadan kaldırılmasının yanı sıra, memenin estetik yönünün de göz ardı edilmeden korunmasıdır ki, bu meme koruyucu cerrahisi diye adlandırılmıştır.
Kadının hayatı boyunca yaşayabileceği en büyük travmalardan biri, memesini kaybetmesidir. Bu durumda kadın kendini eksik, çirkin, hayat boyunca hastalıklı olarak hissediyor. Plastik cerrahi tekniklerinde ilerlemeyle son yıllarda başarıyla uygulanan, “Meme rekonstrüksiyonu” (yeniden yapma ve yerine koyma), kaybedilen memenin yerine yenisini oluşturarak kadının bu kaygılarının ortadan kalkmasını sağlıyor.
Kanser nedeniyle meme alındıktan sonra hemen, aynı seansta memenin onarımı psikolojik açıdan hastayı rahatlatır, memenin kaybıyla oluşacak travmadan korur. Kadın bir yandan hayatını tehdit eden bir hastalıkla baş etmeye çalışırken, bir de kadınlık kimliğinin tehdit altına girmesiyle karşı karşıya kalmaz. Hemen meme estetiği sayesinde, birçok kadın ameliyat sonrası sosyal hayata daha kolay dönebilir, karşı cinsle ilişkisini daha kolay sürdürebilir. Cerrahi olarak da erken dönemde yapılan bu tür onarımlarda orijinal memeye daha benzerler. Genellikle aynı seansta-hemen yapılan meme onarımlarında meme protezleri kullanılır. Bu protezler serumla şişirilebilen ve diğer meme boyutuna kadar büyütülebilecek biçimde tasarlanabilir silikonlardır.
Meme onarımında ikinci seçenek, “Sekonder rekonstrüksiyon” meme alındıktan sonra radyoterapi ya da kemoterapi gibi ek tedaviye gerek duyuluyorsa, geç dönemde memenin onarımıdır. Bu durumda kaybedilen memenin yerine yenisinin oluşturulabilmesi için kanserli bölgenin kontrol altına alınması ya da ek tedavinin tamamlanması beklenir.
Meme onarımı, protezin yanı sıra hastanın kendi dokusundan yararlanılarak da gerçekleştiriliyor. En sık uygulanan yöntemlerde biri, karın bölgesinde yeterli deri ve deri altı dokusu bulunan kilo almaya ve doğumlara bağlı sarkma olan dokudan yararlanmaktır. Karın alt bölgesinde deri altındaki kas, üzerindeki deri ve derialtı dokusuyla birlikte hazırlanarak meme şekline dönüştürülebilir. Bu yöntemle aynı zamanda düzgün ve gergin bir karına da sahip olmak mümkün olur. Karın bölgesinde yeterli deri ve deri altı dokusu bulunmayan veya daha önceki ameliyatlardan dolayı karın bölgesi kullanılamayan hastalarda meme onarımı, hastanın kalçasından ya da sırtından alınan dokularla uygulanabilir. Bu hastalar vücut bütünlükleri korunmuş olarak, ameliyattan 2-3 hafta sonra iyileşerek, normal günlük aktivitelerine 4-6 hafta içinde dönebilirler.
Sırttaki kasın göğüs bölgesine çevrilerek tek başına veya kas altına silikon meme proteziyle beraber kullanılması da onarım uygulamalarından biridir. Karın, sırt ve kalça bölgesindeki dokuların damarları ile beraber taşınarak mikrocerrahi yöntemler kullanarak, yeni meme yapılması hastalara göre uygulanabilecek diğer onarım seçenekleridir. Hangi yöntemin hasta için uygun olduğu, plastik cerrah tarafından önerilir.
Meme ucu ve çevresini kaplayan bölüm ameliyat sırasında alınmışsa daha sonraki bir seansta meme ucu ve çevresindeki kahverengi alan yapılandırılır. Genellikle meme başı o alandaki dokular kullanılarak hazırlanırken, kahverengi doku dövme yapılarak yeniden şekillenme, onarım sağlanmaktadır.