Olan her şeyin bir anlamı var. Hiçbir şey rastgele olmuyor. Olan her olayın gördüğümüzün ötesinde birçok derin açılımı var. Tek başımıza değiliz. İlahi, mükemmel çalışan bir sistemin içindeyiz. Sistemin birçok yasası var, mükemmelliği önümüze seren. Hak Yasası, Sorumluluk Yasası, Birlik Yasası, Rezonans Yasası, Frekans Yasası...
İçinde olduğumuz hayatta bizleri etkileyen yasalar ve oluşların sonuçları da var elbette. Doğarken yaşam amaçlarımızla paralel bir aileye geliriz. O ailenin içinde ise birçok tamamlanmamış konular vardır. Mal paylaşımı haksızlıkları, cinayetler, göçler, onur haksızlıkları gibi. Bu tamamlanmayan enerjilerden doğarken yaşam amacımız ile eşdeğer olanını alıp yaşadığımız sürede tamamlamak yükümlülüğümüz vardır.
Yükümlülüklerimiz yasalarla birleşince bazen ortaya pek anlaşılır olmayan hatta bizlerde kızgınlık yaratan bir noktaya gelebilir. Örneğin; camii avlusuna çocuğunu bırakan her kadın suçlu mudur? Bu konuyu düşünürken birçok arka plan sorusuna ihtiyacımız vardır. Camii avlusuna bırakılan çocuğun yaşam amacı ne olabilir? Annenin yaşam amacı nedir? Neden bir araya geldiler? Ortaya çıkan sonuç hangi yasalara, yükümlülüklere ve aslında göremediğimiz ilahi bir çözüme hizmet ediyor? Kimsenin koşulları kimsenin koşullarıyla eş değer değildir. Hiçbir durum diğerine tıpatıp benzemez. “Ben olsaydım...” cümleleri sadece kendi gerçeğimizi yansıttığı için sakil kalır, olayı ve durumu tamamlamaz. Oradaki sen değilsin.
Anlayış, öylesine yüce bir kavramdır ki içinde olanın anlamını barındırır. Bireysel yüceliğini görebilmek için anlayışın yüceliğini kullanıyor olman gerekir. Hayatının “an”ları içinde anlayış var ise duruma göre çoğaltabiliyorsan haksızlık, yetersizlik, değersizlik, onaysızlık gibi yaşam kalitemizi düşüren alt kodlamaları bertaraf edebilirsin.
Önce bedene ve ruha duygu okyanusundan alacağın bir avuç “anlayış” tohumu ekmelisin. Sadece hayal et; içinde tüm duyguları barındıran bir okyanusun kenarındasın, “anlayış almaya geldim” de hayalinde, elini uzat, bir avuç al, duyguna bir renk ver, teşekkür ederek tüm yaşamının içine tohumları serptiğini gör. Geçmişi, anı ve geleceği anlayışın o muhteşem renkli tohumlarıyla doldur. İzin verirsen hemen büyür, tüm yaşamını sarar.
Bildiğimden ötesi var. Bildiğim tek şey ise hiçbir şey bilmediğimdir. Hiçbir şey bilmeden yaklaştığım her olayın gerisini görme yeteneğimiz vardır. Kullanmak ise bizlere kalmış. Anlayış, her şeye baş eğdirir. Anlayışın bollukla yaşamınızda çoğalması dileğimle.