Mecnun’ken Kays olmak
Düşsel uçurtmam düştü
“Benden ayrılacak mısın? ‘Hayır’. Ayrılmayı düşünsen söyler miydin? ‘Evet’.” Son bir yıl böyle geçti. Ama işin aslı böyle değilmiş.
Sonra “Ölüm gibi bir şey oldu/ Ama kimse ölmedi.”* Suzanne onun için altı yıldır uçurduğum düşsel uçurtmayı vurdu: Hayallerim yıkıldı, güvenim sarsıldı. Oysa o uçurtmanın kanadına takılıp neler yapacaktık neler… Ya da belki kendi açısından uçurtmanın başka göklerde özgürce süzülmesi için onun ipini kesti. Umarım şimdi uçurtma göklerde neşeyle salınıyordur, kim bilir.
Şair Genceli Nizami’nin yazdığı “Leylâ ile Mecnun” eserindeki Mecnun’un gerçek adı, Mecnun değildir. Leylâ’sının uğruna yaptığı o zaman “delice” görülen işlerden –mesela, Leylâ’nın köpeğinin ağzını öpmesinden- ötürü Kays, Mecnun adını almıştı. Ben de benzer ama ters bir süreçten geçiyorum. Mecnun’ken Kays oluyorum.
* Şair Özdemir Asaf’ın “Çizik” isimli şiirinden diziler.
Fotoğraf: “Uçurtmayı Vurmasınlar” (1989) filmi.
Youtube. https://www.youtube.com/watch?v=ALUi7qz_52g