CANLI YORUMLAR
GÖZDE IŞIK
GÖZDE IŞIK

EDEP YOKSUNU ZÜPPELER

İtinayla püskürtülür...
02.11.2011

Şu hayatta cinlerimi tepeme çıkartıp davul zurna eşliğinde halay çektiren birkaç insan modeli var. Ama sanırım, içlerinde beni en çok sinirlendiren, en çok tahrik eden, bayramlık ağzımın ardına kadar açılmasına müsebbip gösterebileceğim model; “gücünü parasından alan, şımarık, kibirli insan modeli” sevgili okur...

Tarih: 3-5 hafta öncesi... Yer: Özel falanca hastanesi...

Bacaklarımı uzatmış, kulağımda kulaklık, dilimde; damağımda erite erite yemekte olduğum çikolatamın tarifsiz nefaseti; bir yandan Michael Jackson dinleyip, bir yandan sükûnet içinde sıramın gelmesini bekliyorum. Fazla kalabalık değil. Benim dışımda, farklı hekimler için sırada bekleyen 5-6 hasta daha var...

Nedendir bilmem; son derece sabırsız tabiatlı biri olmama rağmen, söz konusu mekânlar; hastaneler, klinikler, muayenehaneler falan olunca içime bir budist rahip kaçmışcasına sakin birine dönüşüyorum. Bıraksalar saatlerce bekleyeceğim ve gıkım çıkmayacak. Korktuğum şeyin başıma gelmesinin geciktirilmesinde bir sakınca görmediğimden olabilir mi acaba? Bence olabilir. Zira benim için istisnasız her hastane ziyareti; doktorun bana; ellerini kavuşturup kederle çenesine yaslayarak, kaç günlük ömrüm kaldığını söylediği, ardından benim hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığım, ağlarken bayıldığım ve iki iri kıyım hasta bakıcının beni kollarımdan tutup psikiyatri servisine sürükledikleri şeklinde neticelenmesini beklediğim potansiyel birer dram... Evet psikolojik sorunlarım var. Daha samimi bir deyişle “deliyim”. Ama hani ne derler? Zararı kendine olan cinsten...

Bir de, iç huzursuzluğunu, tatminsizliklerini, komplekslerini, patlamaya hazır irinli bir sivilce gibi üzerinde taşıyan birtakım insanlar var. Yanlışlıkla dokunduğunuzda, tesadüfen konuştuğunuzda, kazara bakıştığınızda plofff diye patlayıp, yüzünüze gözünüze sıçrayan, ellerinize bulaşan, gözeneklerinizden içeri nüfuz edip dolaşım sisteminize geçerek bir süre hasta hissetmenize neden olan insanlar...

Michael Jackson, “kötüyüm de kötüyüm!” (Bad) diye çığlıklar atarak östaki borum dolaylarında tepine tepine dans ediyordu ki, önümden bir çift topuklu kırmızı çizme geçti. Önüne çıkanı dümdüz etmek istercesine, saatte 200 km hızla... Yine o esnada, karşımdaki bankonun arkasında sadece gözlerini görebildiğim hostes kızın bana kafasını sallayarak bir şeyler söylemeye çalıştığını fark ettim. Emin olmaya çalıştığım o birkaç saniye süresince gayet boş ve anlamsız bakmış olmalıyım ki, kız elini kaldırıp kibarca “böyle gelin” işareti yaptı. Sol kulaklığımı hızlıca çıkarıp, “ben mi?” anlamında elimle kendimi işaret ettim. Kız gülerek kafasını sallayınca eşyalarımı kucakladığım gibi soluğu bankoda aldım...

Kimlik ibrazı, sigorta sorgulama vb. işlemlerin yapılmasını beklerken sol kulaklığımı tekrar takıp son ses Michael’ımı dinlemeye devam ettim. “Patakla onu!” (Beat it) başlamıştı...

“cas biideeeeeed! biiideeeed!” diye, belli belirsiz gerdan hareketleriyle sessizce bağırıyordum ki, o da ne? Az önce gördüğüm kırmızı çizmeler acı bir frenle yanımdaki boşluğa girip park ettiler..!

Direksiyondaki kişiyi merak etmiştim. Aşağıdan yukarıya doğru hızlıca süzdüm... Buz mavisi bir kotla sıkıca paketlenmiş (parlak taşlarla bir yanağına D, diğer yanağına G harfleri işlenmiş) azametli bir poponun üzerinde yükselen, uzun sarı bir at kuyruğunun kısmen örttüğü lame desenli dimdik, ışıltılı bir gövde... Yüzünü tam göremiyordum ama el kol hareketlerinden sinirli olduğunu anladım. Ve, şeytan mı dürttü nedir artık, sol kulaklığı usulca kulağımdan çıkarıp, dinlemeye başladım...

Karşısındaki ince yüzlü, ince sesli, gencecik hostes kız tüm kibarlığıyla izah etmeye çalışıyordu: 

- Doğrudur efendim, kaydınız ve bilgileriniz mevcuttur. Fakat yeniden güncelleme yapmak durumundayım. Sadece teyit amaçlı soruyorum, ric...

- Ne demek yeniden! Ne kadar gereksiz bi işlem! Lüzumsuz yere vaktimi alıyorsunuz! Niye bir kez daha vermek zorunda kaliim telefonumu, teecee numaramı canım, hayret bişii!

- Efendim, sadece bir dakikalık bir güncellem...

Anlaşılan isminin ve soyadının baş harflerini(!) poposuna işletmiş olan bu hanımefendiler hanımefendisi; bu, kaybedecek bir dakikası bile olamayacak kadar meşgul, möhim zat, kendisi ile ilgili birkaç küçük bilgiyi yeniden söylemek konusunda arıza çıkarıyordu. Dahası, söylemezse işlerin uzayacağını, büyüyeceğini biliyor ve açıkça bunun olmasına çalışıyordu. İşin kötüsü, karşısındaki kız tüm nezaketiyle aklı başında yanıtlar vermeyi sürdürdükçe daha da hırçınlaşıyor, kızcağızın gururunu incitebilecek en dikenli sözcükleri, onuruna dokunacak en aşağılayıcı üslubu tutturmaya uğraşıyordu...

Kız sabırla, sesinin tonunu dahi değiştirmeden açıklama yapmaya çalışadursun, tahrik edememiş olmanın verdiği öfkeyle olayı bambaşka bir boyuta taşımak için harekete geçti kadın: 

-Konuşma tarzınızı hiç beğenmedim! Başhekimle görüşçem bu konuyu!

Kızın gözleri buğulandı, yanakları pembeleşti. Bir şey diyecek gibi oldu, sustu...

-Ben de sizin konuşma tarzınızı hiç beğenmedim. N’olcak şimdi??!

diye; damdan düşer gibi dahil oldum konuşmaya. Kadın bir hışım başını çevirip sesin sahibi olan yüzü aradı. Göz göze geldik. Amanınnn! Kaşları kusursuz bir V biçiminde şakaklarına doğru uzanan kadın tek kelimeyle “korkunçtu”. Bana, o an ismini çıkaramadığım bir bilim kurgu filmi karakterini çağrıştırdı. Dirseğim bankoya dayalı, istifimi bozmadan devam ettim,

-Beraber çıkalım başhekime. Benim de söyleyeceklerim var kendisine...

-Siz ne cüretle bu özel konuşmaya dahil oluyorsunuz! diye fırçayı bastı kadın. Gözüm saçlarına takıldı. O uzun kuyruğu kaç tur bileğime dolayabileceğimi hesaplamaya çalıştım. Durmadan konuşuyordu... Durmadan... Sivilce patlamış irin saçıyordu. Saçsındı. Zira aynı konumda olmanın verdiği rahatlık paha biçilmezdi... Yüzümde “Yalova Kaymakamı’ndan” beter hissettirecek alaycı bir ifadeyle öylece dinledim kadını... Delirdi. Delirdi!

Ve sonunda, sinirden titreyen bir ses, sürçüp duran bir dille gerekli bilgileri verip (vakti olmadığı için işi daha fazla uzatamıyormuş, yoksa bilirmiş yapacağını! yersek...) işlemlerini halletti ve *iktir olup gitti. (tabiri caizmiş, ben sordum hocaya.)

Siz siz olun; küçük dağları ben yarattım, tepeleri kızım, ovaları kocam, nehirleri oğlum edasıyla sağda solda salınan, etraflarındaki çalışanlara, hizmetlilere, garsonlara, hosteslere, hemşirelere, kasiyerlere, şoförlere, artık hizmet veren taraf her ne ise; sözleriyle, bakışlarıyla, davranışlarıyla zulmeden, haksızca itip kakan bu şımarık insan müsveddelerine hadlerini bildirin. Alacağınız dua öyle içten, öyle büyük olacaktır ki...

Kendi işlemlerimi hallettim. Muayene oldum. Ölmeyeceğimi öğrendim. (Domuz gibiymişim maşallah.) Sevinç içinde ikişer üçer hastane merdivenlerini iniyordum ki, hatırladım:

- Tabii yaa; Mistır Spak...

YAZARLAR
OBEZİTENİN ÖNLENMESİ İÇİN
ANA RAHMİNE HASRET
BOŞANMA SÜRECİNİN ARDINDAN
GEBELİK ŞEKERİ
BOŞANMA SEBEPLERİ II
12 KASIM HAFTASI
İYİ OLMAYAN YABANCILAR VAR
SEVGİ,FEDAKÂRLIK,BAĞIMLILIK
DETOKS SEBZE VE MEYVELERİ
MİNİK DOSTUNUZLA TATİLDE
BEBEKLER İÇİN YEMEKLER
NEFES ALMA PROBLEMLERİ
KOL ESTETİĞİ
SORULARINIZ VE YANITLARI 22

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
1 2
BELGİN
Cevapla BELGİN
04.11.2011 14:28:17
Valla ben bir özel hastane çalışanı olarak :''Ben sen havamla(paramla)döverim beee''tarzında kişilerin yaratmış olduğu yersiz münakaşalara sıkça tanık olduğumu söyleyebilirim:( Senin gibi,onlara haddini bildirenlerin de daha fazla olmasını diliyorum ben.Çünkü...ne yalan söyliyeyim,çoğu zaman bu tür olaylarda sağır ve dilsiz olmayı tercih ediyoruz galiba.AfFerin sana!!dediğin gibi o kız sana ne hayır duaları etmiştir kimbilir...öpüyorum kocaman
Cevap Yaz

Cevaplar

Gözde Işık 15.11.2011 18:12:38

Kesinlikle Belgincim! "Amaaaan, bana ne" dememek lazım. Ben de öpüyorum seni.. :)
DERYAARIKAN
Cevapla DERYAARIKAN
03.11.2011 14:30:51
ya tek kelimeyle kalemine bayılıyorum Gözdem.süper tasvirler.yaşıyorum an'ları seninle:))
Cevap Yaz

Cevaplar

DERYAARIKAN 06.11.2011 21:09:35

hakkındır ciğerim :)) rica rica rica ederim.merakla yenileerini bekler hasretle yanacıklarından öperim..;)
Gözde Işık 04.11.2011 13:56:26

Aman da kimler gelmişşşş! Yirim yirim yirim! :))) Bayıltılar karşılıklı Derya'm. Siz yazılarımla ilgili güzel hislerinizi dile getirdikçe, benim g*tüm tavana çarpıyor mutluluktan.. :)))) Çok teşekkürler, öptüm seni! :)
Derya Keşci
Cevapla Derya Keşci
03.11.2011 10:18:46
hahahahahahahah "cas bideeeeeddd"!! cok güldüm ben buna Gözde coook! harikasin! Bu arada, editörün aslan, yazarlarin birtanesi koc, digeri boga, yani ne beklenir ki bu portaldan daha??? :-)))))
Cevap Yaz

Cevaplar

Gözde Işık 04.11.2011 13:43:51

Tenk yu canımın içi! :* :) Evet haklısın; astrolocik açıdan da elimizde olmayan bir heyheylilik durumu söz konusu. :) Seven böyle sevsin be bebişim. Sevmeyene de Aşkın Nur Yengi'den "Hadi Git" adlı parçayı armağan edelim. ;) Hadi giiit Hadi giiit Hadi kendini ellereee veeeeerrr..
Nurcan Yılmaz
Cevapla Nurcan Yılmaz
03.11.2011 08:31:08
Ağğğzınaaaa sağlık... Çok iyi yapmışsın. Lakin kırmızı pabuçlu sarışın abla bundan ne anladı tartışılır... Kapasite olsa anlar, kapasite olsa sorunsuzca bilgilerini verirdi.......!
Cevap Yaz

Cevaplar

Gözde Işık 03.11.2011 11:36:47

Ders olsun işte ş*llığa. Bir dahaki sefere önce bi durup düşünür belki..
bûya
Cevapla bûya
02.11.2011 10:30:08
:))) çok guldum ya hay agzına sağlık. bu görgüsüzlükten başka birşey değil zaten... ama ne yazık ki o kadar çok var ki etrfata bu "param var ben adam oldum, bana saygı duymak zorundasınız" egoları:( ama yine de çok güldüm:)))
Cevap Yaz

Cevaplar

Gözde Işık 03.11.2011 11:26:55

Canım Buya'm, onlar çoksa biz daha çokuz bebişim. ;) Bundan böyle gördüğüm yerde affetmiycem. Aha da şahidimsiniz! :)
Sedef
Cevapla Sedef
02.11.2011 08:57:56
Ohh iyi yapmışsın, ağzına sağlık :)) Ayrıca da Özlemişim seni :))
Cevap Yaz

Cevaplar

Gözde Işık 03.11.2011 11:23:45

İyi yapmışım dimi? :) Eylemlerim devam edecek! (Ferdi Tayfur'dan senin için geliyor Sedef'im: Ben de özledim ben de, Resmin var şu an elimde, Sana koşmak isterim, Derman yok dizlerimde.. :D )
1 2
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :