Halk arasında ben olarak adlandırılan nevüsler, pigmente  lezyonlardır. Rengini veren melanosit hücrelerinden zengin yapılardır. Görünüşlerine, renklerine, bulundukları derinlik ve yere göre farklı adlandırılırlar.

Sağlıklı bireylerin vücutlarında ortalama 10-15 adet ben vardır.  Güneşe, ultraviyoleye uzun süreler maruz kalmakla, zamanla veya genetik özelliklerden dolayı bu sayıda artış olabilir. Doğuştan gelen benlerimizde olabilir. Bir benin doğuştan var olması. onun iyi huylu olması anlamına gelmez.

Benler, ultraviyole, solaryum, güneş yanında dış etkenlerle; kemer, sutyen kenarları, tıraşla kesme, devamlı tahriş gibi faktörlerle, zamanla değişikliğe uğrayabilir. Bu hücresel değişiklikler, çok hızlı ilerleyen ve tehlikeli malign melonom olarak adlandırdığımız, cilt kanserlerinin başlangıcı olabilmektedir.

“Benlere dokunulmaz” yanlış inanışı yüzünden, malign melanomlara daha ileri dönemde saptamaktayız. Bu durumda da iş işten geçmiş olmaktadır.

Hangi benler alınmalıdır?

Erken tanı: Benin şeklinde, büyüklüğünde ve rengindeki değişiklikler ilk belirtilerdir. Deri üzerindeki herhangi bir ben veya benzeri oluşumda, değişiklik fark edildiği zaman bir uzmana başvurulması önemlidir.

Pigmente bir lezyon, ABCD kriterlerini taşıyorsa alınmalıdır.

A=Asimetrik: Yuvarlak, oval ben, asimetrik bir şekilde büyümüşse

B=Sınır düzensizliği mevcut, kanama ve kabuklanma yapıyorsa

C=Renk değişikliği: Pigment granülleri dermisin değişik derinliklerinde invazyon gösterirse

D=Çapı 6 milimetreden daha büyük halde büyüyorsa

E=Deriden kabarıklık gösteriyorsa

Benler sıklıkla lokal anestezi altında alınırlar. Bir iğne yardımı ile ben ve çevresi uyuşturulur. Ben çevresindeki sağlam doku ile birlikte çıkartıldıktan sonra, alınan yeri kapatmak amacıyla dikiş atılır. Çıkartılan ben ise, inceleme için patolojiye gönderilmelidir. Kimi benlerde, lazer, radyofrekans, kriyoterapi veya elektrokoagülasyon gibi metotlar da uygulanabilir.